14 Nisan tarihli samimi ve dostâne mektubunuzu büyük bir sevinçle alıp okudum. Ailece sağlık ve saâdet içerisinde olduğunuzu müjdelemiştiniz. Cenâb-ı Hakk’a şükürlerimi arzettim. Allah’a hamdolsun. Bizler de iyi ve âfiyetteyiz. Mevlâ’m Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri maddî ve mânevî olan nimet ve ihsanlarını üzerimizden eksik etmesin, âmin.
Evvelce letâifinizin bir derecede takılıp kaldığını, şimdi ise Allah’a hamdolsun, belli bir düzen ve intizam içerisinde mu’tâd bir ilerlemeye erdiğinizi açıklamışsınız. Bildiğiniz gibi kalp dış dünyamızda meydana gelen hadiselerin tesiri altında kalır. Mesela kötü havadan vücut sağlığı zarar göreceği gibi, kalp de gaflet ve kasvet ehli ile bir arada bulunmak ve onlarla görüşüp konuşmaktan müteessir olur. Zamanımızda ise bundan tamamiyle kurtulmak mümkün olamayacağından vaktin çoğunda bilhassa râbıtaya devam etmeye dikkat göstermek lâzımdır.
Râbıtanın hafif ve kolay şekli de vardır. Cenâb-ı Hakk celle ve alâ Hazretleri:
“Sâdıklarla beraber olunuz.” (Tevbe: 119) buyurduğu gibi, insanın fikren ve zihnen mürşidini hatırlayarak bu şekilde mürşidinin kendisi ile beraber bulunduğunu düşünerek davranması da râbıtadır. Siz de bu şekilde vaktinizi geçirerek Cenâb-ı Hakk’ın lütfundan ümitsiz olmamalısınız. Bununla beraber yollar düzelip ve inşaallahu Teâlâ sıla-i rahim olmak üzere bir defa daha buralara kadar gelip mânevî babanızı sevindirirsiniz.
Muhammed Masum Hazretleri’nin râbıtaya çok ehemmiyet verdiğini mektubatında gördüm. Zira râbıta düzenli yapıldıktan sonra letâifin zikri onunu düzenini bozmaz. Aksine mürşidinin vazifesini yapar. Yani tarikata girmiş olan sâlike doğru yolu gösterir. Sahibine şer’an güzel ve çirkin olan şeyleri ilham eder.