Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Hakikat Dergisi 151.SAYI - Ömer Öngüt
151.SAYI, Nisan 2006
Hakikat 151. Sayı

Bismillahirrahmanirrahim

"Allah-u zül-celâl vel-kemâl Hazretleri'ne; O'nun sevdiği ve beğendiği şekilde bitmez-tükenmez hamd-ü senâlar olsun.

Peygamberimiz Efendimiz'e, onun diğer peygamber kardeşlerine, hepsinin Âl ve Ashâb-ı kiram'ına, etbâına, ihsan duygusuyla kıyamete kadar onlara tâbi olup izinden gidenlere; sonsuzların sonsuzuna kadar salât-ü selâmlar olsun."

 

Muhterem Okuyucularımız;

Allah-u Teâlâ küfrü şiddetle menetmiş, en büyük zulüm saymıştır. Allah-u Teâlâ’nın dinini inkâr edenler kâfirdir. Müslümanlar küffarla ilişkilerinde Allah-u Teâlâ’nın bu hududunu muhafaza ile mükelleftirler. Küffarın küfrünü hoş göremezler. Onların topluluklarına iltihak edemezler. İslâm’ın âli ve gâlib vasfını daima göstermekle yükümlüdürler.

Kim ki küfre karşı hoş görülü yaklaşır, topluluklarına iltihak etmek isterse onlardandır. Küfür ehlidir.

Unutulmamalıdır ki; küfür ehlinin müslümanlara yaklaşması hiçbir zaman iyi niyetli olmamıştır. Daima sinsi niyetler taşımışlar, arkamızdan entrikalar tertip etmişlerdir. Bunun en büyük örneğini Osmanlı’nın yıkılma sürecinde bizzat bu millet yaşamıştır.

Daha önce Türkiye’yi Batı kulübüne sokmak, halka Batı kültürünü aşılamak için gayret eden çok çıktı. Hatta ülkeyi Batı’ya peşkeş çekmek isteyenler dahi oldu. Ancak bugüne kadar bu tür icraatları İslâm adına, müslümanlar adına yaptığını iddia eden olmamıştı. Bunlar ilk defa türedi.

Allah-u Teâlâ iman ile küfrü kesin olarak ayırdığına dâir bu kadar Âyet-i kerime’ye rağmen bu emr-i ilâhi’yi dinlemediler, iman etmediler, itaat etmediler. Bu yüzden diyoruz ki;

“Gördüğünüz gibi küfür âlemi İslâm’a harp ilân etmiş, alabildiğine var güçleri ile İslâm’ı küçültmek istiyorlar. Bunlar da onların safına girmek istiyorlar. Kendileri girsinler ve fakat İslâm dini’ne mâletmesinler. İman ve İslâm bunu reddeder. İman etmediklerine göre, tâbi oldukları dini bilmemiz lâzım. Allah-u Teâlâ biliyor, halk da bilsin.”

AB dayatmalarının benzerini Osmanlı’nın son zamanlarında da yaşadık. Ve böylece Osmanlı İmparatorluğu’nun, koca bir devletin yıkımına şahit olduk. Aynı tavizleri şimdi bizden istiyorlar.

Eski ölen Papa 2. John Paul “Avrupa Birliği anayasasına AB’nin dini Hıristiyanlıktır” yazılmalı diyordu. Şimdiki Papa 16. Benedikt “Avrupa’nın kökleri hıristiyandır. Türkiye AB’ne alınmamalıdır. Türkiye AB’ne değil, Araplara katılması gerekir. Nüfusunun çoğunluğu müslüman olan Türkiye’nin geleceğini, hıristiyan kökenli AB yerine bir İslâm ülkeleri örgütünde araması daha doğru olur.” demişti. En son Danimarka’da bir gazetenin yayınladığı Hazret-i Peygamber’imize hakaret eden karikatürlerin Avrupa ülkelerinde ayrı ayrı yayınlanması hatta hakaret içeren yine yeni karikatürlerin ortaya çıkartılması İslâm aleminin bunca tepkisine rağmen Avrupa Birliği’nin komisyon başkanı Jose Manuel Barroso “İfade özgürlüğü Avrupa’daki temel değerlerden biridir. Avrupa komisyonu Danimarka’ya tam destek vermektedir. Hiçbir şey şiddeti haklı gösteremez. Karikatürlerden hoşlanmayanlara İfade özgürlüğünün tartışma konusu olmadığını söylemeliyiz. Bu açık Avrupa toplumunda temel bir değerdir.” demiştir. Avrupa komisyonu Türkiye temsilcisi Krechmer “Eleştiriye izin vermeli, karikütüre izin vermeli, Avrupa’daki standartlara alışık olmadığ için bunlar Türkiye’de kabul edilemez görülebilir. Sözü edilen karikatürleri görmedim. Ama yine de bunun sansürlenmesi gereken bir konu olduğunu sanmıyorum.” dedi.

Görüyorsunuz küffar nerede, bunlar nerede? Bu küfre ve küfrün gayesine destek vermenin neticesinde müslümanlar çok büyük zararlar görüyorlar.

Allah-u Teâlâ İslâm ile küfrü ayırmış, ayrı ayrı iki zümre olduğunu beyan buyurmuş, müminlerle kâfirlerin arasındaki berzahı açık ve kesin olarak ilân etmiştir. O’nun koyduğu hüküm ve hudutları, 10 berzah Âyet-i kerime’sini arzediyoruz. Bu Âyet-i kerime’ler iman edenler içindir. İman ile küfrü karıştırmaya çalışanların İslâm ile hiçbir ilgisi yoktur.

Son günlerde gerek televizyonlarda gerekse bir kısım basında Hazret-i İsa Aleyhisselâm’ın nüzûlünü, kıyamet alametlerini inkâr eden yayınlar çoğalmıştır.

Hazret-i Mehdî’nin zuhuru olsun, İsa Aleyhisselâm’ın ona bir yardımcı olarak yeryüzüne inmesi olsun bu ve diğer kıyamet alametlerini Âyet-i kerime ve Hadis-i şerif’lerden öğreniyoruz.

Gaybın yegâne bilicisi Hazret-i Allah bu bilgisinden, peygamberlerini ve seçkin evliyaullah kullarından bazılarını haberdar etmiştir.

“Gaybı bilen ancak O’dur. Gaybına kimseyi muttali kılmaz.

Ancak beğenip seçtiği elçi bunun dışındadır. Çünkü O, bunun önünden ve arkasından gözetleyiciler koyar.” (Cin: 26-27)

Resulullah Aleyhisselâm da Allah-u Teâlâ’dan aldığı bu bilgiyi yine Allah-u Teâlâ’nın emri ve dilemesi ile ümmetine haber vermişlerdir.

Binaenaleyh kim ki herhangi bir Âyet-i kerime veya Hadis-i şerif’i inkâr ederse dinden çıkar. Bu hususta mahlûkun hükmü yoktur.

Bâki esselamü aleyküm ve rahmetullah...


Başyazı ve Makaleler
Başyazı - Dikkat! Ey Müslüman Kardeş! Bir Gün Nüfus Kâğıdından İslâm İsmini Kaldırmaya Kalkarlarsa Şaşırmayın! Çünkü Bunlar Satılalı Çok Oldu. O Zaman Size Düşen Bunların İpini Çekmektir! - Ömer Öngüt
Başyazı
İsmail Yavuz
Dikkat! Ey Müslüman Kardeş! Bir Gün Nüfus Kâğıdından İslâm İsmini Kaldırmaya Kalkarlarsa Şaşırmayın! Çünkü Bunlar Satılalı Çok Oldu. O Zaman Size Düşen Bunların İpini Çekmektir!