Aşağıdaki Seyyidü’l-istiğfar tercümesiyle beraber kardeşlerimizden bir zâtın isteği üzere yazılmıştır:
“Ey benim yüce Allah’ım, kabul ve itiraf ederim ki, beşerî silsilemin başından sonuna kadar bütün mânâsı ile beni terbiye eden ancak senin yüce Zât’ındır. Çünkü senden başka bir ilâh yoktur ve itiraf ederim ki, beni yaratan, yoktan var eden sensin. Ben ise senin kulun ve mahlûkunum. Yani ilâhî emir ve yasaklarını yerine getirmeye memurum. Aynı şekilde kulluk vazifeme dair ‘Kâlû Belâ’da verdiğim söz ve yeminin yerine getirilmesine beşerî gücüm yettiği kadar âmâdeyim. Şu kadar var ki; gaflet, bilgisizlik ve cehâlet sebebiyle vâki olan geçmiş kusurlarımın kötülüğünden canımı ve cânânımı kurtarabilmek için emniyet ve güven yurdu olan ilâhî bağış ve mağfiretine sığınıyorum. Ey benim sevgili Allah’ım, kusurlu kulluğuma rağmen apaçık gözüken çeşit çeşit nimetlere nâil olduğumu bildiğim gibi, hiçbir akıl ve mantığa sığmayan günahlarımı da bilip, onları da kabul ve itiraf ediyorum. Öyle ise ey Rabb’im, vâki olan kusur ve günahlarımı affet ve bağışla! Zira senin en yüce ve en ulu Zât’ından başka günahları affedecek başka bir Allah yoktur.”