Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Hakikat Dergisi 147.SAYI - Ömer Öngüt
147.SAYI, Aralık 2005
Hakikat 147. Sayı

Bismillahirrahmanirrahim

"Allah-u zül-celâl vel-kemâl Hazretleri'ne; O'nun sevdiği ve beğendiği şekilde bitmez-tükenmez hamd-ü senâlar olsun.

Peygamberimiz Efendimiz'e, onun diğer peygamber kardeşlerine, hepsinin Âl ve Ashâb-ı kiram'ına, etbâına, ihsan duygusuyla kıyamete kadar onlara tâbi olup izinden gidenlere; sonsuzların sonsuzuna kadar salât-ü selâmlar olsun."

 

Muhterem Okuyucularımız;

İslâm dini gönüllere huzur, kalplere şifadır. Gönüllerdeki fitne ve fesadı yok eder, insanları kardeş yapar. Zira Allah-u Teâlâ fitne ve fesadı sevmez. Bunun en büyük delili Resulullah Aleyhisselâm’ın gönderildiği asır ve toplumda çok kısa zamanda yaşanan muazzam inkişaftır.

Bugünkü fitne ve fesadın en büyük ilacı yine Resulullah Aleyhisselâm’ın nuruna tabi olmak, İslâm’ın kardeşlik dairesinde hemhal olmaktır. Irkçılık ve bölücülük fitnesi içerisinde yakıp, yıkıp, öldürenler Allah-u Teâlâ’nın indinde çok büyük bir suç işlemişlerdir. Hem İslâm’a hem de vatana ihanetin cezası çok büyüktür. Hem dünyada hem de ahirette...

“Hem sizden hem de kendi topluluklarından emin olmak isteyen başkalarını da bulacaksınız. Bunlar her ne zaman fitneye götürülseler, fitnenin içine başaşağı atılırlar. Eğer onlar sizden uzak durmazlar, sulh işini size bırakıp ellerini çekmezlerse, onları yakalayın, bulduğunuz yerde öldürün. İşte öylelerine karşı size apaçık yetki verdik.” (Nisâ: 91)

Düşmanlarımız boş durmuyor. Bu milletin kardeşlik, uhuvvet duygularını köreltmeye, bölüp, parçalayıp yutmaya gayret ediyor. Asla fırsat vermeyelim. Silah ile bu vatanı zaptedemeyenler, içeriden yıkmaya çalışıyor. Aman uyanık olalım!

Birlik içinde, dirlik içinde olalım. İslâm kardeşliğinin her şeyin fevkinde ve üstünde olduğunu asla unutmayalım. Dinimizin ve vatanımızın düşmanlarının oyununa gelmeyelim. Bu oyunu daha evvel tarihte oynayanlar yine sahneye koymaya çalışıyorlar.

“Sen onların dinlerine uymadıkça ne yahudiler ne de hıristiyanlar aslâ senden hoşnut olmazlar.” (Bakara: 120)

“Onlar düşmandırlar, onun için (kendilerine emniyet etme) onlardan sakın. Allah kahretsin onları!” (Münâfikun: 4)

Küffar sinsice zehrini zerkediyor. Bazı aymazlar ise küffarla işbirliği yapmakta bir beis görmüyor. Küffarın vatandaşı olmuş, oradan beslenir ama gelip vatanımıza sahip çıkıyor görünür. Bu mu müslüman? Memleketimizi bu küffarın ajanlarına mı teslim edeceğiz? Küffarın müslüman memleketlerine nüfuz etmesine yardım mı edeceğiz? Asla! Zaten yüzyıllardır bu necip milletle uğraşıyorlar. Allah’ımız muhafaza etsin.

İslâm milletinin bugünkü âkıbetinden kurtulması, tekrar eski şevketine kavuşabilmesi Hazret-i Allah’ın emir ve yasaklarına boyun eğip, Cenâb-ı Fahr-i Kâinat -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in Sünnet-i seniyye’sine sımsıkı sarılmakla mümkün olacaktır.

Çünkü devlet ittifaktan doğar, devletsizlik ise nifaktan...

Müslümanların fırkalara ayrılması, senlik-benlik yüzünden ihtilâf ve tefrikaya düşmeleri, İslâm’ın özüne ve izzetine, şevket ve satvetine halel getirdiği, kardeşlik bağlarını kopardığı, güçlerini parçalayıp zayıf düşürdüğü için şiddetle yasaklanmıştır.

Allah-u Teâlâ’nın apaçık emirleri karşısında bir müslümanın, bölücülükten şiddetle kaçınması lâzımdır. Tefrikanın, bölücülüğün İslâm’da yeri yoktur.

Âyet-i kerime’de:

“Dine bağlı kalın ve dinde ayrılığa düşmeyin.” buyuruluyor. (Şûrâ: 13)

İslâm âlemine bakıldığında, müslümanların fırkalara ayrıldığı, senlik-benlik kavgası, liderlik-önderlik dâvâsı, makam, nam ve menfaat kaygısı ile ihtilâf ve tefrikaya düştükleri acı bir gerçektir.

Halbuki Allah-u Teâlâ müminlerin birleşmelerini emir buyururken, ayrılık yapanlarla tefrika çıkaranları ağır bir dille tehdit ediyor ve Âyet-i kerime’sinde şöyle buyuruyor:

“Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. Onlar için kıyamet günü büyük bir azap vardır.” (Âl-i imrân: 105)

Zâlimler güruhundan olmamamız için Hazret-i Allah’ta birleşmemiz, yekvücud halinde olmamız icabediyor.

Müslümanların, Allah ve Resul’ünde birleşmesi en büyük arzumuzdur.

Zira Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde buyurur ki:

“Fırka fırka olup dinlerini parça parça edenlerle senin hiçbir bir ilgin yoktur. Onların işi Allah’a kalmıştır. Sonra O, yaptıklarını kendilerine haber verecektir.” (En’âm: 159)

Bütün gayemiz iman kurtarmaktır. Hiç kimseye buğzumuz, adâvetimiz yoktur. Fakat imansızlığa da rızâmız yoktur.

Bâki esselamü aleyküm ve rahmetullah...


Başyazı ve Makaleler
Başyazı - "Parçalanıp Ayrılığa Düşenler Gibi Olmayın!" (Âl-i imrân:105) Fitne, Fesad ve Bölücülük Memleketimizi Sardı! - Ömer Öngüt
Başyazı
İsmail Yavuz
"Parçalanıp Ayrılığa Düşenler Gibi Olmayın!" (Âl-i imrân:105) Fitne, Fesad ve Bölücülük Memleketimizi Sardı!