III. Mustafa ölen III. Osman’ın yerine 41 yaşında tahta geçmiştir.
III. Mustafa ıslahat hareketleriyle işe başlamış, ordunun ıslah edilmesi, yeni bir düzene girmesi ve yeni tekniklerin alınması gerektiğini savunmuş ve bu sahada çalışmalar yaparak, Tophane’yi ıslah etmek amacıyla Topçu Baren de Tot’dan istifade ederek yeni toplar döktürmüştür.
Çanakkale ve İstanbul boğazlarını tahkim ettirmiştir. Çok faal olan III. Mustafa çok tasarrufu seven ve o dönemde hazineyi dolduran padişahtır. Avrupa’da yediyıl savaşları başlamış, Avusturya, Fransa ve Lehistan duraklamıştı. II. Katerina ise Rus tahtını ele geçirerek Lehistan’a müdahale etmeye başlamıştır. 1739 yılından 1768 yılına kadar Ruslarla savaşılmamış ancak bu dönemde Ruslar, ortodoksları tahrik etmiş, Gürcistan’da huzursuzluk çıkarmış Leh milliyetçilerini takip bahanesiyle Osmanlı topraklarına girmiştir. Ruslar Osmanlı topraklarına girince Osmanlılar Savaş ilan ettiler. Hotin kalesi Rusların eline geçti. II. Katerina Rus Donanmasını Baltık Denizinden, Fin körfezine, oradan Atlantik’e oradan da Akdeniz’e sevk etti.
İstanbul’daki Fransız büyükelçisi Rus donanmasının Baltık denizinden çıktığını Osmanlı’yı vurmaya geldiğini söylemişse de hiçbir vezir Rus donanmasının o kadar deniz aşıp geleceğine inanmamıştı.
Rus donanması Mora’ya gelerek asker çıkarttı. Rumları ayaklandırdı. Muhsin-zade Mehmed Paşa Mora’ya gelip Rusları denize döktü. 70.000 Rum âsiyi imha etti. Ruslar bu defa Ege denizine girdiler.
Vezirler “Baltık denizinden Akdeniz’e geçiş var mı, yok mu tartışırlarken.” Rus donanmasının Çeşme’deki Osmanlı donanmasını limanda yaktığı haberi geldi. İşte devleti yönetenler bu derece basiretsiz ve liyakatsızlaşmıştı. Ruslar ilk defa İzmir’i topa tuttular. Tuna’nın kuzeyindeki bütün topraklar Rusların eline geçti ve binlerce asker ve müslüman halk imha edildi. (1770)
Ruslar Kırım’a yöneldiler. Katerina’nın politikasıyla Kırım’a bağımsızlık verileceği, Osmanlılara bağlılıktan kurtulunacağı zannedildi. Ruslar 90.000 kişi ile Kırım’ı işgal ettiler. Bu işgal ile 296 yıl sonra Kırım Osmanlıların elinden çıkmış oldu.
Tarihin en ağır anlaşması olan Küçük Kaynarca bu şekilde imzalanmaya hazırlandı. (1774)
Ruslar Ortodoksların hamisi vazifesini aldılar.
Ruslar’a Kapitülasyonlar verildi.
Kırım Osmanlıların elinden çıktı.
Türk gölü olan Karadeniz’e Ruslar donanma çıkaracak ve boğazlardan Rus ticaret gemileri rahatça geçebilecekti.
Ruslara 15.000 kese akçe altın tazminat olarak verildi. Karadeniz kıyıları ve Azak Ruslar’a bırakıldı.
Ruslar toprak haricinde Ortodoksların hamiliğini alarak Osmanlı devletinin iç işlerine karışma hakkını da almış oldular. Bu anlaşma, Osmanlı tarihinin en ağır anlaşmasıdır.
III. Mustafa Rus savaşından sonra kahrından öldü. Polonya için girilen savaşta, Kırım gibi önemli bir bölge elden gitmiş, tarihte ilk defa tazminat ödemek zorunda kalınmış, Osmanlı devleti çöküşe doğru yönelmiştir. Onun ölümüyle yerine I. Abdülhamit geçmiştir.
Son derece İslâm’a bağlı temiz kalpli Allah’ın veli bir kulu idi. Mütevazi, alçak gönüllü muhterem bir insandı.
I. Abdülhamit döneminde Avusturya, Rusya ile Osmanlı Devletini paylaşmak için anlaştı. Buna karşılık Osmanlı Devleti de İsveç ile anlaşma sağlayarak dengelemeye çalıştı. Artık Osmanlı’nın tek başına mücadele edebilecek durumu kalmamıştı. Bu tarihten sonra hep başka devletlerin denge politikasına bağımlı bir siyaset güdüldü.
I. Abdülhamit hemen ıslahata koyuldu. Merkez kalem teşkilatı ıslah edildi. Hızlı topçu birlikleri kuruldu. Hudut kaleleri tamir edildi. Yeniçeri ocağı yabancılardan temizlendi. Çok güzel toplar döküldü ve topçu birlikleri oluşturuldu. Avrupa’dan Fransa’dan eğitimciler getirildi.
Çeşme’de yanan Osmanlı donanmasının yerine yeni donanma yapmak maksadıyla yeni bir mühendishane kuruldu. Fransız usulü yeni gemiler yapıldı. Bunları hep Vezir Halil Hamit Paşa yapıyordu. Ancak I. Abdülhamid’i devirmek istemesi azledilmesine sebep oldu.
Ruslar Kırım’ı kendilerine bağlamış buna Osmanlı seyirci kalmıştı. Sonunda savaş mevsimi geçtiği halde Rusya’ya savaş ilan edildi. II. Katerina İstanbul’u almak istiyor ve Bizans’ı yeniden canlandırmak istiyordu.
Avusturya ile yapılan savaşta Avusturya yenildi. Ruslar ise Yaş kasabasını aldılar. Rus donanması Karadeniz’de Gazi Hüseyin Paşa tarafından bozguna uğratıldı.
Ruslar, Osmanlı’nın kilidi durumundaki Özî kalesini kuşattı. Hamid Hüseyin Paşa yedi ay kaleyi kahramanca müdafa etti.
Fakat bir türlü yardım gelmedi. Kış mevsiminde dört tarafı sarılı kale bütün muhafızları ölünceye kadar mücadele etti.
Sonunda Ruslar kaleye girdiler. Şehir üçgün üçgece yağma edildi. Herkes öldürüldü 25.000 kişi katledildi. Bu haber Osmanlı’da herkesi çok üzmüştü. Padişah I. Abdülhamid haberi alınca üzüntüsünden beyin kanaması geçirmiş ve ölmüştü.
Şâir pâdişahlardan olan Sultan Üçüncü Mustafa Hân bir şiirinde, işbirlikçi ve hâin devlet adamlarının çevirdikleri çarklarla devleti yıkıma saldıklarını, yıkılmaya yüz tutan dünyâda düzeni değiştirmeye imkân kalmadığını dile getiriyor; milleti ve devleti bu korkunç durumdan, Allah’ın rahmetinden başka hiçbir şeyin kurtaramayacağını açıkça ifâde ediyordu:
“Yıkılıpdur bu cihân, sanma ki bizde düzele!
Devleti çarh-ı denî verdi kamu müptezele,
Şimdi ebvâb-ı sa’âdetde gezen hep hezele
İşimiz kaldı hemân merhamet-i Lem-Yezel’e.”
(Bu dünyâ yıkılırken, bizim düzeleceğimizi sanma!
Alçakların çevirdiği çark, devleti büsbütün yıkıma saldı.
Sa’âdet kapılarında şimdi hep yıkım dolaşmakta,
Bizim işimiz Bâkî olan Allâh’ın rahmetine kaldı.)