Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
NE İDİK, NE OLDUK! - Osmanlı İmparatorluğu -14- - Ömer Öngüt
Osmanlı İmparatorluğu -14-
NE İDİK, NE OLDUK!
Dizi Yazı - Ne İdik, Ne Olduk
1 Ağustos 2005

 

NE İDİK, NE OLDUK!

OSMANLI İMPARATORLUĞU -14-
(1299-1924)

 

II. Süleyman:

Tahtan IV. Mehmed indirilip yerine kardeşi II. Süleyman getirildi. Savaşlardan kaçanlar ve asiler cezalandırıldı.

Bu dönemde Tuna nehrinin kuzeyinde kalan Macaristan havalisi Avusturya’nın eline geçti. Buradaki bütün asker-sivil-çocuk katledildi, camiler, şehirler yakıldı. İslâm’ın bütün eserleri yıkıldı. Belgrat düştü. Niş ve Vidin elden çıktı. Düşman Kosova ve Üsküp’e kadar gelmişti. II. Süleyman Saltanat şurasını topladı. Köprülüzade Fazıl Mustafa Paşa Vezir-i Âzam oldu.

Mustafa Paşa, fazla vergileri kaldırdı. Asker ocağını düzeltti. Kendi sarayındaki altın ve gümüşleri darphaneye göndertip paraya çevirdi. Servet yığınları olanların servetinin bir kısmına el koydu. Ardından sefere çıktı.

Niş, Semendire, Vidin, Belgrad’ı geri aldı. İstanbul’a döndü ve merasimle karşılandı.

Padişah II. Süleyman sırtından kendi kürkünü çıkartıp ağlayarak Vezir-i Âzam’ın sırtına giydirdi ve duâ etti.

2. Sefer düzenlendi. Budin’i geri almak istedi, ancak askeri teşvik için ön safta çarpışırken alnına isabet eden bir kurşunla şehit oldu. Ordu geriye döndü. Yerine geçen vezirler bu işi başaramadı. II. Süleyman vefat edince yerine II. Ahmed geçti.

 

II. Ahmed:

Bu dönemde orduya katılmayan asker kaçaklarının ve Tımarların adını defterden sildirdi. Sahte ulufeciler tesbit edildi. Yolsuzluklar bir nebze olsun engellendi.

Sakız adası düştü. II. Ahmed 52 yaşında öldü yerine IV. Mehmet’in oğlu olan, yeğeni II. Mustafa geçti.

 

II. Mustafa:

II. Mustafa tahta geçtikten üçgün sonra Vezir-i Âzam’a Hatt-ı humayun göndererek; “Padişahların hangisi zevk-ü sefa ve rahata düşmüş ise tebasının rahat yüzü görmediğini, babası zamanından kendi hükümdarlığı zamanına kadar gelen padişahların işteki ihmalleri sebebiyle düşmanların dört taraftan hücuma geçtiklerini, bundan dolayı eğlence ve rahatı kendisine haram edip, sefere gitmeye azmettiğini.” bildirdi. Erzurum’daki Feyzullah Efendi’yi getirtip Şeyhülislâm yaptı.

1695’te sefere çıktı. Lipve kalesini alarak Erdel ordusunu yendi. Lugos kalesini de aldı. Harbe bizzat kendisi de katıldı. 2. defa sefere çıktı ve Avusturya ordusunu yendi.

Ruslar, daha önce kuşatıp alamadıkları Azak kalesini ikinci seferde alarak Karadeniz’e çıkmış oldular. (1696)

II. Mustafa üçüncü defa seferini yine Avusturya üzerine yaptı ve Belgrad’a geldi. Ancak bu sefer bir çok nehir geçilerek Zanta’ya gelinmişti. Zanta’da köprü kurularak nehir geçilirken Osmanlı ordusu saldırıya uğradı ve bir çok kayıp verildi. Seferden geri dönüldü. (1697)

Bu seferde ise Küçük Cafer Paşa adında bir beylerbeyi hainlik yaparak, düşman kuvvetlerine ihbarda bulunmuş ve Osmanlı ordusunun geçeceği yeri bildirmişti. Daha sonra ise düşman orduları Bosna sarayına girdi ve 120 cami yakıldı. Bu savaşlar Viyana bozgunundan itibaren karşılıklı 16 yıl sürmüştü. Savaşlardan netice alınamıyor, Rusya ise giderek güçleniyordu. Asayiş bozulmuş, savaşlar ağır maliyetler getirmiş, askerler disiplinden uzaklaşmıştı. Bu sebeple sulh yapıldı.

Osmanlı Devleti ile Avusturya, Lehistan, Venedik ve Rus heyetleri arasında Karlofça anlaşması yapıldı. (1699)

Venediklere, Mora, Ayamavra, Dalmaçya, Lehistan’a Podolya, Ukrayna, Macaristan’ın büyük bir kısmı Avusturyalılar’a bırakıldı.

Azak kalesi de Ruslar’a bırakıldı.

Osmanlı Devleti’nin binbir zorlukla elde ettiği topraklar kaybedildi. Macaristan, Mora, Dalmaçya, Ukrayna, Podolya gibi çok geniş bir saha haçlıların eline geçmiş oldu. Ayrıca birçok gelir elden çıkmış, bağımlı devletlerin verdiği vergiler sona ermişti.

II. Mustafa sefere çıkan son Osmanlı hükümdarıdır. Ondan sonra gelenler hiçbir fiili kumandanlık vazifesi yapmamıştır. II. Mustafa olaylı Edirne vakıasından sonra tahttan indirilmiştir. Bu dönemde Şeyhülislâm Feyzullah Efendi devlet kademelerine kendi adamlarını yerleştirmişti. Sadrazamın yetkilerini kullanarak hükümet işlerinden kendi nüfuzunu artırıyordu. Bütün ilmiye makamlarını oğulları arasında paylaştırdı. Hatta oğlunu Şeyhülislâm’lık için veliaht tayin etmişti. Halk isyan etti ve İstanbul’u bırakıp uzun yıllardır Edirne’de olan Padişah’a karşı ayaklanma yapıldı. Bu ayaklanma, ihtilale dönüşmüş ve II. Mustafa tahttan indirilerek III. Ahmed tahta geçmiş oldu.

 

Sultan İkinci Ahmed Hân,
İçinde Bulunduğu Sıkıntılı ve Buhranlı Dönemde,
Çâreyi Allah’a Sığınmakta Bulmuştu!..

Devletin üzerine kara bulutların çöktüğü buhranlı bir dönemde tahta çıkan İkinci Ahmed Hân, pâdişahlığının yanısıra aynı zamanda usta da bir şâirdi. Şiirlerinden birinde, içinde yaşadığı sıkıntı ve zorlukların verdiği hüzünle, gönlünden gelen şiddetli sığınma arzusunu dergâh-ı Ulûhiyyet’e şöyle arzediyordu:

Sığındum tâ ezelden ben Allâh’a,
O’dur zîrâ bûya (düşküne), yoksula penâh!
Tevekkül üzre ol her zamân Ahmed,
Yardım etsün sana her yerde Allâh!..


  Önceki Sonraki