29 Mart 320 tarihinde gönderilen dostane ve samimi mektubunuzla, teşekkür ve sevinç dolu gözlerimi bu defa da nurlandırdım. Cenâb-ı Hakk da vücut şehrinizi mânevî feyz ve bereketlerin nûru ile nurlandırıp letâif-i aşerenizi ansızın gelen ilâhî ve Rahmânî hâllerle donatarak müjdelesin, âmin.
Muhterem Hoca Yektâ Efendi Hazretleri’nin evinize gelerek şeref verdiğini ve bir gece gönüllere tesir eden, canları büyüleyen sohbet ve muhabbetleriyle feyz ve coşkunluk kazanıldığını açıklamıştınız. Fevkalâde memnun oldum.
“Yeryüzünde, Allah’ı zikretmek için iki-üç kişi birkaç anlık da olsa biraraya geldiklerinde, semâlar ona gıpta eder.”
Hâce-i Emced Şâh-ı Nakşibend Hazretleri: “Tarikatımızın esası sohbettir.” buyurmuşlardır. Muhabbet ve sohbet ile kazanılan feyz ve bereketin, ibadet ve riyazatlarla elde edilmesinin kolay olmayacağı erbâbı tarafından bilinmektedir.
“Tebrîz’in Şemseddin’inden kendisine bir nazar ulaşan, köycüğü yâni meclisi kınar, çileyle alay eder.”
Mevlâm bu gibi toplantıları cümlemize nasib ve ihsan buyursun. O meleklerin de toplu olarak katıldığı sohbet ve muhabbet meclisinin feyzinden fakirinizi de faydalandırsın, âmin...