Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Hakikat Dergisi 140.SAYI - Ömer Öngüt
140.SAYI, Mayıs 2005
Hakikat 140. Sayı

Bismillahirrahmanirrahim

"Allah-u zül-celâl vel-kemâl Hazretleri'ne; O'nun sevdiği ve beğendiği şekilde bitmez-tükenmez hamd-ü senâlar olsun.

Peygamberimiz Efendimiz'e, onun diğer peygamber kardeşlerine, hepsinin Âl ve Ashâb-ı kiram'ına, etbâına, ihsan duygusuyla kıyamete kadar onlara tâbi olup izinden gidenlere; sonsuzların sonsuzuna kadar salât-ü selâmlar olsun."

 

Muhterem Okuyucularımız;

İslâm dini Allah-u Teâlâ’nın emridir ve Hazret-i Adem Aleyhisselâm’dan beri gelir.

Bu din Allah’ın kullarına hüccetidir. Bu dinin kitabı olan Kur’an-ı kerim ise; Allah-u Teâlâ’nın emir ve nehiylerini vaz eden ilâhi bir kitap, Rabbani bir hitaptır.

Bu dinin elçisi Hazret-i Muhammed Mustafa -sallallahu aleyhi ve sellem- ise Hazret-i Allah’ın yeryüzündeki mahlûkatına bir merhametidir, lütfudur. Onunla kullarına rahmet eder.

Allah-u Teâlâ’nın varlığına, birliğine inanan, Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm’a, getirdiğine ve onun sünnet-i seniye’sine gönülden inanıp teslim olanlara mümin denilir.

Hazret-i Allah’a, Kitabullah’a ve Resulullah’a gönülden inanmak ve iman etmek bu imanın icabı olarak da güzel ahlâk sahibi olmak, amel-i sâlih işlemek, işte mümin olmanın vasfı budur.

Bu ilâhi düstura riâyet edip ahlâkî fermanlara uygun hareket edenler, ahlâkın yüksek payesine vâsıl olarak hürmete lâyık bir millet olmuşlar, allâmeler ve en yüksek medeniyetin yetiştirebileceği en büyük insanlar vücuda getirebilmişlerdir.

İlâhî hükümlere riâyet ettikçe insan her zaman faziletlidir, neciptir. Çünkü mükerrem olarak yaratılmıştır.

Fakat dinden saparsa, nefsine uyarsa, şeytana tâbi olursa, artık onun Hazret-i Allah ile, Resulullah Aleyhisselâm ile ilgisi kalmaz. O necip dediğimiz millet bu faziletlere sahip idi. Biz bu faziletleri bıraktık da bu hâle düştük.

Bu necip İslâm milleti nereye gidiyor. Bu hâl İslâm’a yakışmaz, bu güzel vatana gitmez. Kendimize gelmemez, asâletimize dönmemiz, Hazret-i Allah’a yönelmemiz gerekir. Onun için böyle olmaktansa böyle olmamak daha hayırlıdır.

Eğer Hazret-i Allah’a, Kitabullah’a, Resulullah’a dönersek, tevbe edersek, yine bu fazileti yakalayabiliriz. Dünyada huzur ve saâdetiyle yaşarız, ahirete de iman selâmetiyle geçebiliriz. Orası ebedî bir saâdet yurdudur.

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde:

“Halidine fiha ebedâ” buyuruyor. “Orada ebedî olarak kalacaklardır.”

Ecdadımız dinleri ve vatanları için nasıl çalışmışlar?Nasıl sadakat göstermişler?Eğer biz de o vatanın çocuğu isek onların yaptığını yapmamız lâzımdır.

Binaenaleyh; İslâm milletinin bugünkü âkıbetinden kurtulması, tekrar eski şevketine kavuşabilmesi Hazret-i Allah’ın emir ve yasaklarına boyun eğip, Cenâb-ı Fahr-i Kâinat -sallallahu aleyhi ve sellem-Efendimiz’in Sünnet-i seniye’sine sımsıkı sarılmakla mümkün olacaktır.

Hazret-i Allah’ın emirlerine riayet, nehiylerinden ictinap Resulullah Aleyhisselâm’a tâbi olmak ve güzel ahlâka nail olmaktır. Yani önce iman-ı kâmil, akabinde güzel ahlâk...

İslâm tarihinde iman-ı kâmil ve güzel ahlâk örnekleri sayılamayacak kadar çoktur.

Edep, hayâ, tevazu, hilim, cömertlik, kanaat, tevekkül, sabır, şükür, merhamet, af ve müsamaha... gibi güzel huylar, ahlâk-ı hamidenin birer neticesidir.

Kin, kibir, ucb, şehvet, gadap, riyâ, hırs, haset, yalancılık, gıybet, su-i zan, koğuculuk... gibi kötü huylar da, ahlâk-ı zemimenin birer neticesidir.

İnsan dünyaya geldiğinde bu kötü huylardan hiçbirisi üzerinde yoktu. Bunları hep sonradan öğrenir ve itiyat hâline getirir. Fıtratta olmayan bu huylardan kurtulmak ve ahlâkı güzelleştirmek mümkündür.

Dinimiz ahlâkımızı güzelleştirerek, kötülüklerden ve kötü huylardan kaçınmamızı emretmektedir. Zira din güzel ahlâktan ibarettir.

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde Habib-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-ini ve onun yüksek ahlâkını överek:

“Doğrusu senin için tükenmeyen bir mükâfat vardır. Şüphesiz ki sen büyük bir ahlâk sahibisin.” buyurmuştur. (Kalem: 3-4)

İman ve ibadetten sonra, dinimiz ahlâka büyük ehemmiyet vermiştir. İslâm dininin gayesi güzel ahlâktır.

Bâki esselamü aleyküm ve rahmetullah...


Başyazı ve Makaleler
Başyazı - Müslüman Ahlâkı - Ömer Öngüt
Başyazı
İsmail Yavuz
Müslüman Ahlâkı