Dervişâne mektubumdur.
Âfiyetinizin ve âtıfetinizin devamını bildiren bir kıta müjdeli lütufkâr mektuplarınızı ne derece bir sevinç ve sürûr ve ne mertebe tâzim ve sevgi ile tebcil elime aldığımı tarif ve beyan etmek, okumaktan duyduğum vicdanî lezzetlerin tasvirini yapmak her türlü idrakın dışındadır. Kâinatın Yüce Yaratıcı’sı şerefli kalbinizi irfan kaynağı ve lâtif ruhunuzu iman ve iz’an ocağı kılsın. Bütün sözlerinizi ve fiillerinizi Ahmedî şeriata uyarak, bütün iyi hâllerinizi Muhammedî tarikata uygun olarak yaşamayı muvaffak buyursun, âmin.
Bildiğiniz gibi dünyada feyz ve kurtuluş sebebi, ahirette derecelerinin yükselmesine vesile olabilecek bir şey varsa ancak nur kaynağı Muhammedî güneşten nur alan parlak tarikat güneşi sayesinde nişan ve şöhrete aldırmamaktan ibarettir. Allah-u Teâlâ buyuruyor:
“(Resulüm!) Onlara söyle: ‘Eğer Allah’ı seviyorsanız bana tâbi olunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın.’” (Âl-i imrân: 31)
Cenâb-ı Hakk sizi ve bizi Muhammed Mustafa -ki salâtü selâmın en yücesi ona ve onun ehline olsun- tâbi olarak iman ve İslâm lezzetiyle merzûk kılsın.
Henüz hâl ve ef’âlini düzeltmeye muvaffak olamamış vebâli pek çok olan bu duâcınız hakkında lâyık görülmüş ve kemâl çizgisine ulaştırılmış olan yüce iltifat ve lütufkâr inayetlerinize karşılık olarak hayır duâdan başka bir şeye mâlik olamadığımı bildirir, gayet kıymetli bildiğim hakkımdaki yüksek teveccühlerinizin devamını dilerim.
Bâki, es-selâmü aleyküm ve rahmetullahi veberekâtüh.