Televizyon; günümüzde bir araya geldiğimizde çoğu zaman gündemi belirleyen, evlerimizin baş köşesini işgal eden, iş tutan annelerin bebek denecek kadar küçük yavruları oyalamak amacı ile önüne oturttukları bir alet.
Bu gün hemen her evde -geçim sıkıntısı çekenlerin dahi evinde- en az bir TV var. Kimimiz çocuklarımızla baş edemediğimiz için, kimimiz de sadece haberleri izlemek bahanesiyle soktuk bu aracı evimize.
TV programlarından en çok etkilenenler haliyle çocuklardır. Günümüzdeki çocuk programları, masum gördüğümüz çizgi filimler dahi çocuktaki saflıktan eser bırakmıyor. Çocuklarımız TV ile hedefsizliğe, israfa, ölçüsüz bir eğlence hayatına, şiddete, kavgaya, soyguna, çete kurup cinayet işlemeye yöneltiliyorlar.
Çocukların göz kırpmadan izledikleri bazı diziler çocukları sihire özendiriyor. Babalar RTÜK’e; “Çocuğum bana ne zaman köpek olacaksın diye soruyor!” şeklinde şikâyette bulunuyor. Çocuklar kendi aralarında oynarken; “Şimdi ben sana sihir yapıyormuşum.” diyebiliyor. Oysa ki İslam dini sihiri, tevhid itikadına zarar verdiği, İslâm ahlâk ve prensiplerini bozduğu, kötüye kullanıldığı için kesinlikle haram kılmıştır. Bir müslümanın sihir ile uğraşması katiyetle doğru değildir, bu gibi şeyler küfür basamaklarıdır.
Program yapımcıları bilinçli bir şekilde çocuklarımızın beyinlerinin derinliklerine, ruhuna nüfuz etmeye çalışmaktadırlar. Hemen bütün programlarda İslâm ahlâkına, Türk örf ve adetlerine aykırı telkinler yapılmaktadır. Bu nedenle en güzeli çocuklarımızı mümkün olduğu kadar TV’den uzak tutmaya çalışmaktır. Bunu beceremiyorsanız dahi en azından müslüman ebeveynler olarak çocuklarımızın neler izlediklerini kontrol altına almalıyız. İzledikleri film ve diziler hakkında kendi kendimize; “Bu film veya diziden benim çocuğum olumlu veya olumsuz yönde nasıl etkilenebilir?” sorusunu sormalıyız. Çocuğumuzu olumsuz yönde etkileyen programları seyretmeyi yasaklamak çocukta daha çok ilgi ve merak uyandıracağından o program saatinde çocuğunuzun ilgisini çeken başka bir etkinlik teklif etmek daha akıllıcadır. Örneğin beraber oynamak, resim yapmak, gezintiye çıkmak vs. gibi...
Ekranda gördüğümüz, islam ile bağdaşmayan hal ve hareketleri mutlaka eleştirmeliyiz. Örneğin ayakta yemek yiyen birini gördüğümüz zaman; “Ayakta yemek doğru bir hareket değildir.” diye ikaz etmek gibi. Dolayısıyle çocuklarımızın yanlış görgü kurallarını benimsemesinin, küfür âdetlerini hoş görmesinin önüne geçmeliyiz.
TV çocuklarımızın gelişmelerine ve eğitimlerine de engel olmaktadır. Örneğin; 5 dakikada, bir namaz sûresinin meâlini ezberleyebilen dokuz yaşındaki bir çocuğun en azından beş saat TV başında oturduğunda ne kadar kıymetli zamanlarını israf ettiğini, bir de bu zamanda yalan yanlış bir çok şeyle beyninin dolduğunu düşünebiliyor musunuz?
TV çocukların gelişimi için gerekli olan oyun ihtiyacından da mahrum bırakıyor.
Sürekli TV seyreden çocuklarda bağımlılık meydana gelmektedir ve mutsuzluk ve huzursuzluk gibi kötü sonuçlar oluşmaktadır.
“Peki TV’nin bütün maddi manevi zararlarından kurtulabilir miyiz?” sorusunu soranlara bir tavsiyemiz var. Hayatta hiçbir şeye faydası olmadığından ve tam anlamı ile değersiz ve zararlı olduğundan bizim ilk aklımıza gelen şey, size TV’yi evinizden kaldırmayı (en azından eğitim döneminde -özellikle 0-7 yaşlarında-), daha faydalı meşguliyetler bulmayı tavsiye etmek olacaktır.
Bizler büyükler olarak, bir çiçek gibi güzel olan çocuklarımıza; bir müminin günümüzdeki TV Programları karşısında zaman tüketecek kadar basit olmadığının örneği olmalıyız.
Bizler Hazret-i Allah’ın izni ve lütfu ile çocuklarımıza güzel ve doğru bir ışık olmaya çalışalım. Unutmayalım: Çiçekler yüzünü ışığa çevirir!