Sizin gibi fâzıl bir zâta daha doğrusu kâmil bir kişiye kavuşma şerbetiyle sulanan, cemâlinin nurlarıyla şâd olup aydınlanan, hicret derdiyle gönlü kırık fakir-i hakiriniz ayrılık pençesine düşeli ve hicran pazusuna terkedileli beri Mevlâna Hazretleri’nin:
Dinle neyden nasıl hikâye etmede,
Ayrılık derdinden şikâyet etmede.
Ki kamışlıktan beni koparıp getirdiler,
Kadın ve erkek benim nefesimden inlemededirler.
beyitleri dervişâne hâlimin sıfatı olduğu iddiâsında bulunursam yeridir. Oldukça teselli sebebi ve dünyada bulundukça sevinç vesilesi olan sıhhat ve âfiyetinizin bildirilmesine vesile ararken öteden beri sevinç yuvamı kokulayan lütuf ve şefkatinizin isbatını içine alan Hafız Mustafa Efendi kardeşimizin yazıları misk kokan kalemiyle yazılmış olan bir kıt’a sıhhat ve kıvanç dolu mektubunuzu birkaç gün önce şükranla elime alıp övgü gözleriyle mütâlaa ve iftihar diliyle okudum. Hamdolsun bu ihsana. Cenâb-ı Allah cismaniyetinizi saâdet ve selâmet zirvesinde kararlı kılsın. Ruhaniyetinizi zikir halkasında nurlandırsın, âmin.
Bizler de hamdolsun aileyle beraber sıhhat dairesinde, selâmet merkezinde mukarrer bulunduğumu şükürle ifade eder, bilhassa icabet olanması beklenen dualarınızı istirham ederim.
Tarikatımızın şefik bir arkadaşı, lâyıkı vechile sâliki olmak üzere icap eden vazifenin beyanı bâbında geçen emir ve arzularınızı Hafız Mustafa Efendi vasıtasıyla telâkkî eyledim.
Bâki es-Selâmü aleyküm.