Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Hakikat Dergisi 126.SAYI - Ömer Öngüt
126.SAYI, Mart 2004
Hakikat 126. Sayı

Bismillahirrahmanirrahim

"Varlığının başlangıcı ve sonu olmayan, zâtında ve sıfatlarında eşi benzeri bulunmayan; kâinâtın Hâlik'ı, âlemlerin Rabb’i, dilek makamının en yücesi, ümit makamının en keremlisi, merhametlilerin en merhametlisi olan Allah-u zül-celâl vel-kemâl Hazretleri'ne; O'nun sevdiği ve beğendiği şekilde bitmez-tükenmez hamd-ü senâlar olsun.

Bütün kâinat zât-ı Ahmedî'si ve nûr-i Muhammedî'si şerefine yaratılan, Allah-u Teâlâ'nın yüce Resul'ü ve biricik Habib'i, Rubûbiyet esrârının emîni, ahlâk-ı hamide'nin ve eşsiz faziletlerin menbâı, dünya ve ahirette en büyük rehberimiz, en güzel numunemiz, Peygamberimiz Efendimiz'e, onun diğer peygamber kardeşlerine, hepsinin Âl ve Ashâb-ı kiram'ına, etbâına, ihsan duygusuyla kıyamete kadar onlara tâbi olup izinden gidenlere; sonsuzların sonsuzuna kadar salât-ü selâmlar olsun."

 

Muhterem Okuyucularımız;

Şüphe yok ki, sonradan yaratılan her şeyin bir sonu bir ölümü vardır, her şey er veya geç zeval bulacaktır. Dünyanın da bir ölümü vardır. Allah-u Teâlâ dünyanın ömrünü sona erdirmeyi murad ettiğinde, İsrafil Aleyhisselâm’a Sûr’a üfürmesini emreder.

Onun Sûr’a üfürmesi ile kıyamet kopar.

Sûr’a ikinci defa üfürünce de, ruhlar cesetlerine dönerek diriliş meydana gelir.

“Ruhlar bedenlerde birleştirildiği zaman!” (Tekvir: 7)

Allah-u Teâlâ bu üfürmeyi ruhların tekrar cisimlerine dönüp yerleşmesine bir sebep yapacaktır.

Kıyametin kopması için bir zamana ihtiyaç yoktur. Bir göz kırpması ile her şey olur biter. Onun gelişi ne belli bir uzaklıktan görülebilir, ne de ona karşı insan kendisini koruyabilir. Gelişine karşı hazırlık yapmak da mümkün değildir.

“Kıyamet saatinin kopuşu bir göz kırpması kadar yahut daha yakın bir zamanda olur. Şüphesiz ki Allah her şeye kadirdir.” (Nahl: 77)

Gerek kıyametin kopuş anı, gerekse kabirlerden kaldırılıp mahşere sevk edilme günü en korkulu merhalelerdir. Kâfirlerin kalpleri o günün dehşeti ile boğazlarına gelip dayanacaktır. Korkularının şiddetinden ötürü konuşamaz, dillerini döndüremez hale gelirler.

Âyet-i kerime’de şöyle buyurulmaktadır:

“Resul’üm! Onları o yaklaşan güne karşı uyar.

Öyle bir gün ki, yürekleri ağızlarına gelir ve kederlerinden yutkunur dururlar. Zâlimlerin ne bir dostu, ne de sözü dinlenecek bir şefaatçisi vardır.” (Mümin: 18)

Kıyamet koptuğunda yeryüzü peşpeşe sallanacak ve sarsılacak, üzerindeki bütün yapılar yıkılıp yok olacaktır. Âyet-i kerime’de şöyle buyuruluyor:

“Hayır!.. Hayır!.. Yer bütünüyle sallanıp, paramparça edildiği zaman.” (Fecr: 21)

Yerin paramparça edilmesi, silinip düzlenmesi demektir. Yer yerinden oynar, enine boyuna sarsıntıya tutulur, yüksek dağlar yıkılır gider.

“Yer şiddetle sarsıldığı zaman.” (Vâkıa: 4)

Sûr’un ikinci defa üfürülmesi ile insanlar yeniden hayata ererek kabirlerinden kalkarlar. Âyet-i kerime’de şöyle buyuruluyor:

“Sûr’a üflenince, kabirlerinden kalkıp Rabb’lerine doğru akın ederler.” (Yâsin: 51)

Kâfir ve münâfık olanların akılları karıştığı için öldüklerini değil de yatmakta olduklarını zannederler. Yalanladıkları şeyi ayan-beyan görünce;

“Eyvah bize derler, yattığımız yerden bizi kim kaldırdı?” (Yâsin: 52)

Onlar kabir azabının kendilerine dokunduğunun farkında bile olmazlar. Çünkü kabir azabı, daha sonraki şiddetli azaplara göre uyku gibidir.

Şaşkınlıkları nisbeten geçip de kendilerine gelince şöyle derler:

“Rahman olan Allah’ın vâdettiği işte budur. Demek peygamberler doğru söylemiş!” (Yâsin: 52)

Allah'a emanet olunuz.

Bâki esselamü aleyküm ve rahmetullah...


Başyazı ve Makaleler
Başyazı - Sûr'a Üfürülüş Ve Kıyametin Kopması - Ömer Öngüt
Başyazı
İsmail Yavuz
Sûr'a Üfürülüş Ve Kıyametin Kopması