25 Nisan 1321 tarihli iltifat dolu mektubunuz elime ulaştı ve sevinçle handân oldum. İlâhi, dünyada sevinçli ve ukbâda mes’ûd olasınız.
Dünyevi meşgalelerden hâsıl olan ağırlıklardan şikâyet buyurmuştunuz; doğrudur. Bir insan, dünyevi işlerden dolayı gafil bir kalp ile öldüğü zaman bunun ahiretteki vebâli daha fazladır. Allah-u Teâlâ sizi ve bizi muhafaza buyursun. Âyet-i kerime ve Hadis-i şerif’leri tamamiyle tasdik eden ârif zâtınızın içinde bulunduğu vakitlerinin çoğunu kalbî zikirden veya râbıtadan gafil bırakmayacağını ümid ederim. En kıymetli meta’ olan iman ile dolu olan kalp evinizi bekçi nezâretinden uzak bırakmazsınız. Altmışa varmış bir ömürden sonra insan, ahiret yolculuğu için bâhusus tedârikte bulunmalıdır. Kendisini çoluk çocuk endişesine veya mal yığıp çoğaltma arzusuna fedâ etmemelidir.
“Senin bu âlemdeki sermayen sadece bir kefenden ibarettir.
Onu da ya götürürsün ya götüremezsin, endişeliyim.”
Peygamber Aleyhisselâm:
“Ümmetimden yetmiş yaşına ulaşan pek azdır.” buyuruyor. (Keşfü’l-hafâ)
Binaenaleyh ezelî kısmete rızâ gösterip gelmesi yaklaşan ahiret yolculuğu için hazır olmalıyız. Daima ahireti ve ölümü düşünmeliyiz. Sıla-i rahimi ifâ hususunda serbestsiniz. Her nerede olursanız bizimle olunuz. Muvaffak olasınız, âmin.
Peygamberimiz -aleyhisselâm-:
“Ölümü çokça hatırlayınız.” Hadis-i şerif’ine itimad ederek tûl-i emel, mal ve mevkî’ hırsı, hased, kibir ve benzeri bâtınî hastalıkları tedavi hususunda “tefekkür-i mevt” denilen ölümü düşünmenin vereceği faydaların pek büyük olduğunu İmam-ı Gazâlî -aleyhi-rahmetü’l-Bârî- Hazretleri takdir lisanıyla beyan buyurmuşlardır.
Mevlâm muvaffak buyursun, âmin.