Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Hakikat Dergisi 102.SAYI - Ömer Öngüt
102.SAYI, Mart 2002
Hakikat 102. Sayı

Bismillahirrahmanirrahim

"Varlığının başlangıcı ve sonu olmayan, zâtında ve sıfâtlarında eşi benzeri bulunmayan; kâinâtın Hâlik'ı, âlemlerin Rabbi, dilek makamının en yücesi, ümit makamının en keremlisi, merhametlilerin en merhametlisi olan Allah-u zül-celâl vel-kemâl Hazretleri'ne; O'nun sevdiği ve beğendiği şekilde bitmez-tükenmez hamd-ü senâlar olsun.

Bütün kâinat zât-ı Ahmedî'si ve nûr-i Muhammedî'si şerefine yaratılan, Allah-u Teâlâ'nın yüce Resul'ü ve biricik Habib'i, Rubûbiyet esrarının emini, ahlâk-ı hamide'nin ve eşsiz faziletlerin menbaı, dünyâ ve ahirette en büyük rehberimiz, en güzel nümunemiz, Peygamberimiz Efendimiz'e, onun diğer peygamber kardeşlerine, hepsinin Âl ve Ashab-ı kiram'ına, etbâına, ihsan duygusuyla kıyamete kadar onlara tâbi olup izinden gidenlere; sonsuzların sonsuzuna kadar salât-ü selâmlar olsun."

 

Muhterem Okuyucularımız;

Son günlerde basın-yayın organlarında Mekke’deki Osmanlı’dan kalma Ecyad kalesinin yıkılmasıyla gündeme gelen Vehhabîler aslında uzun süredir gerek memleketimizde gerekse diğer İslâm memleketlerinde içten içe, gizliden gizliye faaliyetlerine devam etmekte, Allah-u Teâlâ’nın dinini kendilerine maletmeye çalışarak İslâm’a en büyük zararı vermekte, tefrika, fitne çıkartmaktadırlar.

Vehhâbîler, Mekke-i mükerreme ve Medine-i münevvere başta olmak üzere birçok şehirleri işgal etmişler, Ashâb-ı kiram’ın ve sâlih zâtların türbelerini yıkıp yakmışlardır. Kendi dinlerine göre hareket etmişler ve sonra din-i İslâm’ı kendilerine mâl etmişlerdir.

Böylece Vehhâbîlik dinini ilân ettiler. Sünnet-i seniye’yi öldürdüler. Resulullah Aleyhisselâm’ı hükümsüz hâle getirmeye çalıştılar.

Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-ini en üstün şerefle müşerref eyleyen Allah-u Teâlâ, Kur’an-ı kerim üzerine yemin ederek onun doğru yolda olduğunu ve dosdoğru bir yolu gösterdiğini; bu nurlu yolda gönül huzuruyla, emin adımlarla yürümesini beyan buyuruyor:

“Yâsin. Kur’an hakkı için ey Resul’üm! Muhakkak ki sen gönderilmiş peygamberlerdensin ve doğru bir yol üzerinde, üstün ve çok merhametli Allah’ın indirdiği Kur’an yolu üzerindesin.” (Yâsin: 1-5)

Onun yolundan sapan; kim olursa olsun, dinden sapmıştır, İslâm dâiresinden çıkmıştır. Ölçü budur. İmanı olana bu Âyet-i kerime’ler kâfidir.

O öyle bir doğru yoldadır ki, Allah-u Teâlâ’nın nurundan bir nurdur. Kendi nurundan nurunu yarattı, o nurdan mükevvenâtı donattı, Mirac-ı şerif’te Cebrâil Aleyhisselâm dahi bir adım atamadı, o ise huzur-u ilâhîde bulundu, onu nurundan yarattığı için o yanmadı. Amma bu nurdan ayrılan, kim olursa olsun İslâm’dan ayrılmıştır.

Vehhâbîler dinimizin düşmanıdır. Allah-u Teâlâ’nın dinini kendilerine mal etmeye çalışan din hırsızlarıdır. Buradaki bölücüler ise hem dinimizin, hem de vatanımızın düşmanıdırlar.

Hiç şüphesiz Allah-u Teâlâ’nın dini olan İslâm dinini kendine mâl etmek isteyen hırsızlar olduğu gibi, İslâm dini’nin müdâfileri de mevcuttur.

Âyet-i kerime’de şöyle buyuruluyor:

“De ki: Hak gelmiştir, Artık bâtıl ne yeniden birşey başlatabilir, ne de tekrar geri getirebilir.” (Sebe: 49)

Güneş çıkınca karların eridiği gibi eridiler, ne din kurucuları kaldı, ne türemeleri kaldı, hepsi de sükût-u hayâle uğradılar. Bu nur ile müminler maddi-mânevî şifâ buldular, ilâhi rahmete kavuştular. İmanlarını muhafaza ederek küfre düşmekten kurtuldular. Fakat onları ilâh edinenler ise zâlim oldular, hüsrana uğradılar.

Allah'a emanet olunuz.

Bâki esselamü aleyküm ve rahmetullah...


Başyazı ve Makaleler
Başyazı - Vehhabilerin ve Bölücülerin İç Durumları - Ömer Öngüt
Başyazı
İsmail Yavuz
Vehhabilerin ve Bölücülerin İç Durumları