Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
SÜLEYMANCILARIN İÇYÜZÜ - Ömer Öngüt Görüşleri Sözleri Kitapları Düşünceleri Yazıları Eserleri
Cep Kitapları
SÜLEYMANCILARIN İÇYÜZÜ
'Fırka fırka olup dinlerini parça parça edenlerle senin hiçbir ilgin yoktur. Onların işi Allah’a kalmıştır. Sonra O, yaptıklarını kendilerine haber verecektir.' (En’am: 159)

“Ya Leyteni Küntü Turaba”

“Ya Leyteni Küntü Turaba”


Kadir Mısıroğlu kitabında hiçbir âyet ve hadis kullanmadan kendi zannınca laf ile cevap yetiştirmeye çalışırken Muhterem Ömer Öngüt -kuddise sırruh- hakkında iftiranamesinin en sonunda Nebe suresi 39-40. âyetleri dipnot olarak vererek bu Zât-ı âli’yi aklınca cehennem azabında göstermeye çalışıyor. Ne büyük cesaret. Bunların Allah-u Teâlâ’nın azabına karşı gerçekten büyük cesaretleri var.

Şimdi bu adama sormak lâzım;

Âyet-i kerime’lere imanın varsa Muhterem Ömer Öngüt -kuddise sırruh- Hazretleri “Ancak Âyet-i kerime ve Hadis-i şerif’ler ile cevap kabul edilir.” dediği halde niçin sayfalarca yazının içinde bir tek Âyet-i kerime yok? Hep laf var, yalan var, iftira var. Sadece yazının sonunda aklınca cehennem ile tehdit ederken aklına âyet gelmiş. Ancak onu da dipnota almış. İşte bunların Âyet-i kerime’ye itibarı ancak bu kadardır. Bunlar şeddeli câhildir. Zira;

Allah dostuna iftira atan bir kimse ancak din câhilidir.

Selahaddin Eyyubi gibi bir zâta iftira atan kimse de ancak tarih câhilidir.

Binaenaleyh bu adam hem din câhili, hem tarih cahilidir. Ve fakat kendisini allame zannediyor.

Azapları da kat kattır.

Birincisi;

Bu din bölücülerinin her türlü küfrünü müdafa etmekle, Âyet-i kerime’lerin karşısına kendi zan hükmüyle, laf ile çıkmakla hükm-ü ilahiyi çiğnemekle küfrünü tescillemiş, cehennem azabına namzet olmuş.

İkincisi;

Allah-u Teâlâ’nın veli kulunu diline dolayıp iftira etmekle azabını katmerlemiş.

“Velilerimden birisine düşmanlık eden kimseye ben harp ilân ederim.” (Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 2042)

Fâiz almakla Hazret-i Allah’a harp açmış oldunuz. Bir de onun veli kuluna düşmanlık ettiniz.

Sizin harbiniz Allah ile. Akıbetiniz gerçekten çok korkunçtur.

“Onların kalplerinde hastalık vardır. Allah da onların hastalıklarını artırmıştır. Söylemekte oldukları yalanlar sebebiyle onlara elem verici bir azap vardır.” (Bakara: 10)

Azap günü geldiği zaman senin kibrinden zerre kalmaz. Ancak iş işten geçmiş olur.

Ey Câhil!

“Ya leyteni küntü turaba” diye kimin bağıracağı orada görülecek. Sizler ve avanenizin o gün hiçbir yardımcısı olmayacak.

“İşte bu hak olan gündür. Artık dileyen Rabbine varan bir yol tutar.

Biz sizi pek yakında gelecek bir azap ile uyardık. Kişi o gün kendi elleriyle işlediklerine bakar. O gün kâfir: “Ah ne olurdu, ben toprak olaydım!” der.” (Nebe’: 39-40)

Bu muhterem zâta yaptığınız bu seviyesiz, bu alçak saldırılarınızın bir karşılığı olmayacağını mı sandınız? Ahiretteki azabınız belli.

“Kendisine Rabbinin âyetleri hatırlatılarak öğüt verildikten sonra, onlardan yüz çeviren kimseden daha zâlim kim olabilir?

Muhakkak ki biz suçlulardan öç alacağız!” (Secde: 22)

Bu kısa öz mevzu ile Kadir Mısıroğlu’na da Süleymancılara da kim oldukları hatırlatılmış oldu.

Bunların menfaatleri için, kendi kurdukları dinleri için; Hazret-i Allah’a ve Resulullah Aleyhisselâm’a karşı geldiklerini, Âyet-i kerime ve Hadis-i şerif’leri hiçe saydıklarını siz de bilin, âlem de bilsin.

“Sizin dininiz size, benim dinim banadır.” (Kâfirûn: 6)

“Varlık için Hazret-i Allah ve Resul’ü yeter,

Ziynet için Hazret-i Kur’an yeter,

Şeref için İslâm dini’nin şerefi yeter.”

(Ömer Öngüt -kuddise sırruh-)

 


  Önceki

İçindekiler