Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
SÜLEYMANCILARIN İÇYÜZÜ - Ömer Öngüt Görüşleri Sözleri Kitapları Düşünceleri Yazıları Eserleri
Cep Kitapları
SÜLEYMANCILARIN İÇYÜZÜ
'Fırka fırka olup dinlerini parça parça edenlerle senin hiçbir ilgin yoktur. Onların işi Allah’a kalmıştır. Sonra O, yaptıklarını kendilerine haber verecektir.' (En’am: 159)

Almanya’dan Yardım Aldıklarına Dair Belge

Almanya’dan Yardım Aldıklarına Dair Belge


Bu belge ile alâkalı olarak Merhum Hüseyin Sadi Ballı Bey ve Pakistanlı Mühendis Muhammed Resul Almanya’da papazla münakaşa etmişler “Diğer cemiyetlere niçin vermiyorsunuz da sadece bunlara veriyorsunuz?” demişler.

İşte bu belgeyi ve bazı izahları, süleymancıların toplatıp yaktıklarını duyduğumuz “Vesikalarla Süleymancılığın İçyüzü” adlı kitaptan okuyoruz. Şimdi dikkatle inceleyiniz:

 

 

Yukarıdaki metnin tercümesini ve diğer izahları “Vesikalarla Süleymancılığın İçyüzü” isimli kitaptan aynen aktarıyoruz:

 

«KÖLN BAŞPİSKOPOSU HÖFFNER’İN

İNANANLARA MESAJI

 

Köln Başpiskoposu Kardinal Joseph Höffner, Köln İslâm Kültür Merkezi müdürüne yazdığı bir mektupta, tanrıya olan inancın müşterek olduğuna işaret etti. (Biz insanlar, dünya görüşünde tanrıya hiç yer olmayan günümüz, materyalizm ve ateizmine birlikte karşı durmaya mecbur olduğumuzun şuuruna müdrikiz.) Höffner bunu Salı günü kamuoyuna açıklanan mektubunda belirtti. Ayrıca Kardinal pekçoğu Köln Başpiskoposluk bölgesinde çalışan Müslümanlara saygısını da ifade etti. Mektupla birlikte (Dini maksatlar için kullanılmak üzere) bir miktarda para meblağı gönderdi.

NOT: Para Süleymancılara veriliyor, kimlerin parmağı olduğu çıkıyor.» (Sayfa: 143-144)

 

Aynı kitabın 141. sayfasında İslâm Kültür Merkezi hakkındaki dipnot ise aynen şöyle:

«İslâm Kültür Merkezi: Süleymancıların Almanya’daki işçileri aldatmak, soymak ve diğer Müslümanlarla birbirine kırdırmak için kurdukları, Kilise yardımıyle geçinen derneklerdir ki, Kiliseden para aldıklarını vesikayla ispat ediyoruz. »

 

 

Yukarıdaki metnin tercümesini ve diğer izahları kitaptan yine aynen aktarıyoruz:

« Köln Başpiskoposluğu Basın Bürosu Kilise hizmeti Köln Başpiskoposu Müslüman vatandaşları selâmlar.

Köln Başpiskoposu Joseph Höffner.

(Katolik kilisesi bilhassa 2. Vatikan konsilinden beri dininize karşı büyük bir ilgi duymaktadır.) diyerek, Köln İslâm Kültür Merkezi yöneticilerinin bir mektubunu cevaplandırdı.

Başpiskopos devam ediyor: (Yerin ve göğün yaratıcısı kadir-i mutlaka olan inancın müşterekliği, her iki cemaat tarafından tarihi olaylar ve peşin hükümlerle sarsılmışsa da bugün yeniden vuzuha kavuşmuş bulunuyor. Biz inananlar dünya görüşünde tanrıya hiç yer olmayan günümüz materyalizm ve ateizmine birlikte karşı çıkmaya mecbur olduğumuzun şuuruna müdrikiz.)

Uzun yıllardan beri Köln Başpiskoposluk bölgesinde çalışan pek çok Müslümana hitaben Kardinal Höffner şöyle devam ediyor:

‘Sizler bizim misafirlerimizsiniz. Bu gerçeği teyid etmek için bütün Müslümanlara saygımızı arzeder, İslâm Kültür Merkezinize dini maksatlar için kullanılmak üzere bir hediye takdim etmek isterim.’

Bahsedilen hediye Köln Başpiskoposu mektubunda bildirdiği gibi mektubuyla beraber mektubuna iliştirilmiş külliyetli miktarda para meblağı idi.

Siyon teşkilâtının emri olduğundan paranın miktarı açıklanmıyor.

 

(KÖLN HRISTİYAN OLMAYANLARLA MÜNASEBET BÜROSU)NUN KONFERANS VE SEMİNER İLÂNI

Hristiyan olmayanlara münasebet bürosu (ÖKNİ) Köln Başpiskoposluğunda günlük hayatta Müslümanlarla irtibat halinde olan herkese, konferanslar ve hafta sonu seminerleri veriyor. Bununla büro (ÖKNİ) İslâm, inanç esasları muhteviyatı ve onun manevî ve düzenleyici iç yapısı hakkında Almanlara bilgi vermek ve böylece Müslümanlara karşı anlayış gösterilmesini istiyor. Aşağı yukarı Almanya’daki bir milyon Müslüman işçinin günün birinde memleketlerine geri dönecekleri ve hristiyanlık ve hristiyanlarla ilgili tecrübelerini ülkelerindeki insanların fikri hayatına yerleştireceklerini düşünmek yerinde olur.

Karşılıklı anlayışın gelişmesine hizmet etmesi için ilgilenen grupların, derneklerin ve kilise teşkilâtlarının emrine amade, kendileri ile program konuları ve zamanı hakkında görüşülebilecek bir uzman grubu bulunmaktadır. Teklif ve konuların hazırlanmasında, özellikle öğretmenler, din görevlileri, ruhi bunalımları gidermede çalışan personel, hastabakıcılar, çocuk yuvası yöneticileri, sendikacılar nazarı itibara alınmıştır yöneticiler, (Münster Üniversitesinde Dini İlimler Semineri Başkanı ADEL - THEODOR - KHOURY, Saarbrücken’de gazeteci olarak görev yapan ve aynı zamanda Almanya’nın Sesi Radyosunda İslâm dünyasından adlı programı hazırlayan gazeteci Muhammet S. Abdullah ve Köln Başpiskoposluğunda (ÖKNİ) idarecisi olan (PAPAZ WERNER WANZURA).

Müracaatlar: Ökni Papaz Werner Wanzura Wuskrefelder Wau 48, 5000 Köln. Tel: 0221/72 73 43

 

NOT: Yukarıdaki satırları okuyanlar dikkat etsinler. Para nereden geliyor ve ne gaye için veriliyor, vesika ile sabit. Gerisini okuyucuların idrakına bırakıyoruz. Bu Avrupa’daki hadiselerden yalnız birkaç tanesinin vesikasıdır.»(Sayfa: 145-146-147-148)

Kemal Kacar’ın AP milletvekili olduğu Meclis Grubu’nda 30.11.1978 günü yaptığı konuşma, Başkardinal’e gönderdikleri mektupla ilgiliydi. Almanya ve Avrupa’da İslâm Kültür Merkezleri’nin Hristiyanlarla, ne derece insanî ve medenî münasebetlerde bulunduğunu gösteriyor:

“Köln Başkardinaline yazılan metubun suretidir bu. Aynen şöyle der: ” dedikten sonra mektubun suretini okuyor:

“Muhterem Kardinal Cenapları! Bizim 4 Ekim 1976 tarihli yazımıza cevap teşkil eden 8.11.1976 tarihli yazınızı büyük bir memnuniyetle aldık. Filhakika iki taraf da, İslâmiyet de, Hıristiyanlık da, yerlerin ve göklerin ve bütün kâinatın yaratıcısı olan Kadir-i Mutlak fikrinde birleşmektedir. Her ne kadar bu Kadir-i Mutlak’ın zatında ve sıfatlarında oldukça derin farklar bulunsa da...

Bu sebeple dinsizlik ve tarihi maddeciliğin meydana getirdiği komünizme karşı mücadelede müşterek tarafımızın bulunduğu muhakkaktır. Öyle olunca, sizin de mektubunuzda büyük bir isabetle belirttiğiniz gibi, müşterek düşmana karşı mücadelede tarafların birbirini desteklemelerinden hattâ ittifak halinde olmalarından daha tabii, daha makul bir şey olamaz.”

Kemal Kacar ikinci bir mektuptan bahsederek Mason Büyük Locası’na yazdıkları mektubun suretini yine Meclis Grubu’nda okuyor:

“Sayın Dr. Trayn, Büyük Loca’nın Üstadı. Biz de size bilmukabele demokratik bir nizam içinde masonik faaliyetlerinize cebri veya kanuni bir şekilde mani olunamayacağı hakkında öteden beri sahibi bulunduğumuz kanaatimizi muhafaza ve savunmakta devam edeceğimizi temin ederiz.

Buna karşılık masonluk âleminin de sizin gösterdiğiniz yolda samimiyetle devamlı olarak çaba göstermesini temenniye değer buluruz... Hıristiyanlarla müşterek noktamız metafizik âleme inanmaktır. Her ne kadar bu inançlarımız arasında çok büyük farklar olsa da... Metafizik âleme inanmayan siz masonlarla da müşterek noktamız demokrasiye ve insan hak ve hürriyetlerine (ki bunun başında vicdan hürriyeti gelir) olan inancımızdır.

Bu vesile ile içten duygularımızı ve masonluk âleminin iyiye gitmesi hususundaki temennilerimizin kabul edilmesini dileriz. Hürmetlerimizle.”

Görüldüğü gibi Hristiyan ve Masonlarla işbirliği yapıp onlara hürmet etmektedirler.

Halbuki Hazret-i Allah Âyet-i kerime’sinde:

“Ey inananlar! Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, o onlardandır.” buyuruyor. (Mâide: 51)

Masonluk da küfür basamağına ayak basmak demektir. O bir yürüyen merdiven gibidir. İnsanı doğru küfre götürür.


  Önceki Sonraki 

İçindekiler