Münâfikûn Sûre-i Şerif’i; Tamamı Medine-i münevvere’de nâzil olmuştur; on bir Âyet-i kerime’dir.
Cum’a sûre-i şerif’inde hakiki müminlerin güzel vasıfları anlatıldığı gibi; bu sûre-i celîle’de ise İslâm’ın ve müslümanların iç düşmanları olan münâfıkların en kötü vasıfları ortaya konulmaktadır.
Teğâbûn Sure-i Şerif’i; Tamamı Medine-i münevvere’de nâzil olan bu mübarek Sûre-i celîle; on sekiz Âyet-i kerime’dir.
Dünyada iken kimlerin aldandığı, kimlerin de aldattığı ve aldatıldığı, kâr ve zararın belli olacağı kıyamet günü ortaya çıkarılacağı anlatıldığı için “Sûre-i Teğâbün” denilmiştir.
Tesbihle başladıkları için “Müsebbihât” denilen beş sûre-i şerif’in sonuncusudur.
Talâk Sûre-i Şerif’i; Tamamı Medine-i münevvere’de nâzil olan bu mübârek Sûre-i celîle; on iki Âyet-i kerime’dir.
Boşanma hukukunu konu edinmesi sebebiyle ismi “Talâk” olmuştur.
Tahrîm Sûre-i Şerif’i; Tamamı Medine-i münevvere’de nâzil olan bu mübârek Sûre-i celîle; on iki Âyet-i kerime’dir.
İsmini birinci Âyet-i kerime’den almıştır. İlâhî hükümleri konu alan Sûre-i şerif’lerdendir.
Bu mübarek Sûre-i şerif’te Resulullah Aleyhisselâm’ın hanımları ile arasında geçen birçok mühim hadiseye işaret edilmekte, onların Allah katındaki ulvî makamları, yüce mevkileri anılmakta ve bir numune-i imtisal olarak beşeriyete duyurulmakta, “Peygamber hanımları”nda bulunacak vasıflar öz bir şekilde ifade edilmektedir.