Bir de Almanlar tarafından satın alınan hâin bölücü Cemalettin Kaplan, Dinimize ve vatanımıza -güya iyiymiş gibi görünerek- en büyük darbeyi vurmak ister. Her türlü hile ve entrikalar çevirmeye çalışır.
Almanya kendi televizyonuna çıkarıp, Türk bayrağı ve Türkiye aleyhinde en büyük propagandayı yaptırıyor. Bu suretle küfrünü de ilân etmiş oluyor.
Türk bayrağı hakkında paçavra diyen bir adama, siz müslümandır diye nasıl bakabilirsiniz?
Dinini de ilân eder. Görünüşte ise güya İslâm’dır.
İslâm Dini 1400 sene evvel kurulmuştur. Bu meyanda bir çok yalancı peygamberler ve dinlerini ilân eden çeşitli sahtekâr kimseler çıkmıştır. Bunları ve bu gibileri Allah-u Teâlâ şu Âyet-i kerime’ler mucibince dininden çıkarmıştır:
“Fırka fırka olup dinlerini parça parça edenlerle, senin hiç bir ilgin yoktur. Onların işi Allah’a kalmıştır. Sonra O, yaptıklarını kendilerine haber verecektir.” buyuruyor. (En’am: 159)
Bu hitap Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e ise de, onun şahsında bütün müminler de bu hitabın muhatabıdırlar.
Sen onların tuttukları yola tâbi olmayıp, ısrarla onlara dinin hükümlerini tebliğ etmiş, onları bizzat irşada çalışmış olduğun için, onların bu yaptıklarından mesul değilsin.
“Resul’üm! Gördün mü o nefis arzusunu ilâh edineni? Artık ona sen mi vekil olacaksın? (Onu şirkten sen mi koruyacaksın?)” (Furkan: 43)
Kendi nefsinin arzusuna göre neyi güzel görmüşse, o şey o kimsenin dini olmuştur.
Bunlar delil, şahid, hak ve hakikat tanımazlar.
“Onların çoğunu hakikaten söz dinlerler, yahut akıllanırlar mı sanıyorsun? Gerçekten onlar hayvanlar gibidirler, hatta onlar daha şaşkın haldedirler.” (Furkan: 44)
Çünkü onlar hak ve hakikatı işitmek için kulak vermiyorlar, düşünmek için akıllarını kullanmıyorlar.
Dikkat ederseniz, işgal altındaki müslümanların tek ümidi Türkiye’dir. En çok buraya gönül bağlarlar. Ümitleri ve gönülleri bu vatandadır. Fakat müslüman gibi görünenler, gerek dinimize, gerek vatanımıza, içten saldırdıkları için dış düşmandan çok daha tehlikelidirler.
Cemalettin Kaplan bölücülüğü yasaklayan bunca Âyet-i kerime ve Hadis-i şerif’lere karşı geldi. Bu doğrudan kendi dinini ilândır. Buna inanan ve uyanlar da küfre düşmüştür.
Bu yüzkarasının ölümünden sonra körükörüne peşlerinden gidenler yerine oğlu Metin Kaplan’ı seçmişler, böylece halktan din adına yoldukları milyarlar oğluna intikal etmiştir.
Bu adam da babasının sapık yolunda icraatına devam etmektedir.