Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
KÜFRÜ HOŞ GÖREN NARCILARIN İÇYÜZÜ - Ömer Öngüt Görüşleri Sözleri Kitapları Düşünceleri Yazıları Eserleri
Cep Kitapları
KÜFRÜ HOŞ GÖREN NARCILARIN İÇYÜZÜ
Muhterem müellif Ömer Öngüt -kuddise sırruh- Hazretleri FETÖ Terör Örgütü’nün içyüzünü 1994 yılından itibaren Hakikat Aylık islâm Dergisi’ndeki makaleleri ile duyurmaya çalışmışlar, 1999 yılında da bu eseri neşretmişlerdir.

Kadın İdareci

Kadın İdareci


Başka bir beyanında ise:

“Kadınlardan idareci olmasının hiçbir sakıncası yoktur.” demiş.

Bu beyanları ile Allah ve Resul’ünün hükümlerine karşı gelmiştir.

Zira Âyet-i kerime’de:

“Peygamber size neyi verdiyse onu alın, neden nehyettiyse ondan sakının.” buyuruluyor. (Haşr: 7)

“Eğer Allah’ı seviyorsanız bana tâbi olun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın.” buyuruluyor. (Âl-i imran: 31)

Hadis-i şerif’te:

“Sizden hiç birinizin arzuları benim tebliğ ettiğim esasa uymadıkça gerçek mânâda iman etmiş olmaz.” (En-nevevi, Erbâin: 41) buyuruluyorken ve kadın idareci hakkında,

“Mukadderatını bir kadının eline veren millet felâh bulmaz.” buyuruluyor. (Buhari 1660, Megazi 82, Fiten 18, Tirmizi fiten 75, Nesai Kada: 8, Ahmed bin Hanbel 5743, 51, 38, 47)

Bu İslâm dini’ne göre böyledir. Eğer Allah’a iman ediyorsak, Resul’üne tâbi isek, onların beyanı Âyet-i kerimeler ve Hadis-i şerif’lerde böyle buyurulmaktadır. Bunun tersini söylemek ve savunmak Allah ve Resul’üne karşı gelmek demektir. Bu da açık bir küfürdür. O kendi kurduğu narcılık dini’ne göre kendi nefis putuna dayanarak zanla konuşuyor, Allah ve Resul’ünün hükümlerine karşı geliyor.

“Kadınlardan idareci olur.” demek, bunca Âyet-i kerime ve Hadis-i şerif’i inkâr etmektir. O yalnız zannını konuşturuyor heva ve hevesine uyuyor. Eğer doğru sözlü ise bir Âyet-i kerime ya da Hadis-i şerif getirebilir mi?

Âlimim diye geçinen müfsidler, halkı ifsad ediyor.

Âyet-i kerime’de:

“Doğrusu bir çokları bilmeden heva ve heveslerine uyarak halkı şaşırtıyor.” buyuruluyor. (En’am: 119)

Allah-u Teâlâ ve Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- onları bize şöyle bildiriyor ve tanıtıyor;

“Onları ateşe çağıran imamlar kıldık. Kıyamet günü onlar yardım görmeyeceklerdir.” (Kasas: 41)

İşte bunlar halkı yanlış bilgilendirerek saptıran imamlardır. Bunlar insanları cehenneme çağırıyorlar.

Âyet-i kerime’de:

“Yoksa onların, dinden Allah’ın izin vermediği şeyleri dini kaide kılan ortakları mı vardır.” buyuruluyor. (Şûrâ: 21)

İslâm’da olmayan mesnetsiz ve asılsız yalanlarını İslâm dini’nin kaidesi gibi gösteriyorlar. Bu ise İslâm’ın hükümlerine karşı gelmektir.

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde şöyle buyurmaktadır:

“Onların çoğu Allah’a iman etmişlerdir, fakat müşrik olarak yaşarlar” (Yusuf: 106)

Allah-u Teâlâ’nın kesin olarak buyurduğu, emir ve nehyettiği şeyleri hükümsüz bırakmak için, kendi arzularına göre söz söylüyorlar.

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz ise onlar hakkında,

“Şüphesiz ki benden sonra ümmetimden bir zümre gelecektir. Onlar Kur’an okuyacaklar, fakat Kur’an’ın (feyzi) onların boğazlarından öteye geçmeyecektir. (Yalnız dilde kalacaktır.) Nitekim onlar okun avı delip geçtiği gibi dinden çıkacaklar, bir daha da dönmeyeceklerdir. İşte bütün insanların ve hayvanların en kötüsü bunlardır.” buyuruluyor. (Müslim: 1067)

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz onları “Bütün insanların ve hayvanların en kötüsü” olarak ifade ediyor. Okun avı delip geçtiği gibi dinden hemen çıkıyorlar.

Diğer bir Hadis-i şerif’lerinde:

“Allah-u Teâlâ ilmi size ihsan buyurduktan sonra (hafızanızdan) zorla çekip almaz. Lâkin âlimleri ilimleri ile beraber cemiyetin içinden alır, ruhlarını kabzeder, artık kara cahil bir zümre kalır. Halk bunlardan dini ihtiyaçlarını sorarlar. Onlar da (âyet, hadis) gözetmeden kendi düşünce ve arzularına göre fetvâ verip hem kendileri saparlar, hem de başkalarını saptırırlar.” buyuruluyor. (Buhari. Tecrid-i Sârih: 2174)

Ümmet-i Muhammedi ifsad ediyorlar, mesnetsiz asılsız fetvâlarla Din-i mübin’e zarar veriyorlar.

“İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, İslâm’ın yalnız ismi, Kur’an’ın ise resmi kalacak. Mescidler dış görünüşü ile mamur, fakat içleri hidayetten mahrum olacak. Onların âlimleri gökkubbe altındakilerin en şerlileridir. Fitne onlardan çıktı, yine onlara dönecektir.” buyuruluyor. (Beyhaki)

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz:

“Sizin için deccalden daha çok deccal olmayanlardan korkarım.

-Onlar kimlerdir?

Saptırıcı imamlardır.” buyurdular. (Ahmed bin Hanbel)

Kendilerine tâbi olanları yoldan çıkartıp saptırırlar.

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz:

“Ahir zamanda öyle kimseler türeyecektir ki, bunlar dinlerini dünyalığa alet edeceklerdir. İnsanlara karşı koyun postuna bürünmüş gibi yumuşak ve güzel huylu görünürler. Dilleri şekerden daha tatlıdır; amma kalpleri kurt gönlü gibidir. Aziz ve Celil olan Allah-u Teâlâ bu gibi kimseler içinşöyle buyuruyor:

Bunlar acaba benim sonsuz affediciliğime mi güveniyorlar, yoksa bana karşı meydan mı okuyorlar? Ululuğum hakkı için onlara öyle bir ağır musibet vereceğim ki, aralarında bulunan yumuşak başlılar da şaşakalacaklardır.” buyuruluyor. (Tirmizî)


  Önceki Sonraki