Büyük bir lütfa ererek hidayete ermesine rağmen dünya menfaatlerine yönelen kimseleri Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde daimi bir şekilde dilini çıkartıp soluyan köpeğe benzeterek şöyle buyurmuştur:
“Onlara o kimsenin haberini anlat ki, kendisine âyetlerimizden vermiştik. Fakat o bunlardan sıyrılıp çıkmıştı. Derken şeytan onu arkasına takmış, nihayet azgınlardan olmuştu.
Dileseydik elbette onu âyetlerle yükseltirdik. Fakat o, yere saplandı ve hevesinin peşine düştü.
Onun durumu tıpkı köpeğin durumuna benzer. Üstüne varsan da dilini çıkarıp solur, kendi hâline bıraksan da dilini çıkarıp solur.
İşte âyetlerimizi yalanlayan kimselerin hâli böyledir. Sen onlara bu kıssayı anlat. Belki üzerinde düşünüp ibret alırlar.” (A’raf: 175-176)
İlmiyle âmil olmayıp dünyaya meyleden âlim için bu Âyet-i kerime’de büyük bir tehdit vardır.
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde:
“Zulmedenler nasıl bir yıkılışla yıkılacaklarını, hangi deliğe tıkılacaklarını yakında göreceklerdir.” buyuruyor. (Şuarâ: 227)
Hem kendilerine hem de beşeriyete zulüm etmekle çok büyük bir azaba düçar olacaklarını Allah-u Teâlâ haber veriyor.
“Rabb’leri olan Allah ve peygamberlerin emrine karşı gelen nice şehirler vardır ki onları şiddetli bir hesaptan geçirdik ve korkunç bir azap ile onları azaplandırdık.
İşte onlar, yaptıklarının cezasını tattılar. Ve yaptıklarının sonu tam bir hüsran oldu.
Allah, onlar için, (ahirette) şiddetli bir azap hazırlamıştır. İşte ey inanmış olan akıl sahipleri! Allah’tan korkun. Çünkü Allah, size uyarıcı bir kitap ve zikir indirmiştir.” (Talâk: 8-9-10)