İbn-i Teymiye’den türeyen Selefî zihniyet sadece Vehhabiliğin değil, IŞİD gibi grupların da ortaya çıkmasına sebep olan çok tehlikeli bir akımdır.
Muhterem müellifin bu eseri sadece Vehhabilik fitnesine değil, bugün İslâm dünyasını kavuran bu fitnelerin hepsine bir cevap özelliği taşımaktadır.
Yüce dinimizin aleyhindeki her türlü fitne ateşini Âyet-i kerime ve Hadis-i şerif’lerin nur ışığı ile söndürmeye çalışan muhterem müellif bu tehlikeyi seneler önce görmüş ve 2001 yılının Ekim ayında: “İslâm Dini ve Vehhâbîlik Dini” adı ile 688 sayfayı bulan bir eser neşretmiştir.
Vehhâbîler 2002 yılı Hacc mevsiminde Hacc farîzasını yerine getiren Türk hacılarına İbn-i Abdülvehhâb’ın Türkçe’ye çevrilmiş kitabını, Vehhâbîlik dininin propagandasını yapan bazı kitapçıkları, ayrıca sözde Hacc menâsikını anlatmak bahanesi ile Vehhâbîlik dininin zehirini kusan Türkçe kasetleri ücretsiz olarak dağıtmışlardır.
Müslümanların bu zehirli propagandalara kapılmamaları için bu eserin mühim kısımlarının ayrıca küçük bir kitapçık olarak neşredilmesine ihtiyaç duyulmuştur.
Müellifimizin bu eseri neşretme hususundaki beyanları şöyledir:
“Bu tebliği yapmakla ben de kendimi kurtarmak istiyorum. İlâhî huzura çıktığımda:
‘Onlara karşı ne gibi bir müdahalen oldu?’ denildiği zaman:
‘Yâ Rabbel-âlemîn! Senden korktuğum için, sana sığınarak; elimden geldiği, gücümün yettiği kadar dinden sapanlarla mücadele ettim! Senin dinini, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in Sünnet-i seniye’sini zedelemek isteyenlerin üzerine amansızca gittim!’ diyebileyim.
Hiçbir gayemiz ve maksadımız olmaz, fakat hakikati söylemekten de hiçbir zaman geri kalmayız.
Bütün gayem Allah-u Teâlâ’nın emir ve hükümlerinin mevcudiyetinin, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in, Sünnet-i seniye’sinin varlığının dimdik ayakta durmasıdır.
Allah-u Teâlâ’nın emir ve hükümlerine gözü yumuk bakıyorlar, anlamak bile istemiyorlar. Neden onların gözünü açmayayım?
Bâtıl inançlarla beyinleri bozulmuş, hakikat ile neden onların beyinlerini parçalamayayım?
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde buyurur ki:
“De ki: Hak geldi, bâtıl zâil oldu. Çünkü bâtıl yok olmaya mahkûmdur.” (İsrâ: 81)
Eğer ilâhî hükümlere uymazsanız artık suçu kendinizde arayın.”