Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
'İLÂHÎ GÖRÜŞ BİRLİĞİ'NE DÂVET - Ömer Öngüt Görüşleri Sözleri Kitapları Düşünceleri Yazıları Eserleri
Cep Kitapları
'İLÂHÎ GÖRÜŞ BİRLİĞİ'NE DÂVET
Bu kitapla müslümanlar İlâhî Görüş Birliği’ne dâvet edilmekte, hakiki kardeşlik ve birliğin ancak ve ancak İslâm dininde olacağı izah edilmektedir.

Kaplancılar

Kaplancılar


Malûm olduğu üzere sahte halifeliğini ilân eden, dinini ve vatanını küçük düşüren sahtekâr Kaplan ve oğlu; evvelâ Almanların kuklası idiler, sonra şeytanın oyuncağı ve maskarası oldular.

O bir sahtekârdır, kendisi de oğlu da yalancı halifedir, hepsi de fâsıklar gürûhudur.

Diğerleri gibi bunlar da para topluyorlardı ve halkı yoluyorlardı. Böylece Kaplancılık dinini yaymaya çalışıyorlardı.

İman hırsızı oldukları için, milyonlarca müslümanın imanlarını söndürdükleri için, gerçek müslümanlara çok büyük zararları oldu.

Cemalettin Kaplan ve oğlunun ilân ettikleri dinlerine mâlettiği hususlar:

 

1. Cemalettin Kaplan ve oğlu ecnebi memleketinde halifeliğini ilân edip kendi kurdukları dinin icraatları ile tefrika çıkardılar.

Şu Âyet-i kerime ile onların bu icraatlarını çürüttük:

“Fırka fırka olup dinlerini parça parça edenlerle senin hiçbir ilgin yoktur. Onların işi Allah’a kalmıştır. Sonra O, yaptıklarını kendilerine haber verecektir.” (En’am: 159)

 

2. Sözde halife Kaplan ve oğlu İslâm diyarından küfür diyarına sığınmış ve âit oldukları yerde kendi dinlerini yaymaya çalışıyorlar.

Şu Âyet-i kerime ile küfür diyarı olan Mekke’den İslâm diyarı olan Medine’ye hicretin emredildiğini ispat edip icraatını çürüttük:

“Allah yolunda hicret edinceye kadar onlardan hiçbirini dost edinmeyin.” (Nisâ: 89)

Resulullah Aleyhisselâm küfür diyarından İslâm diyarına hicret etmeyen müslümanlardan uzak olduğunu beyan buyurmuştur.

“Ben müşriklerin arasında ikâmet eden müslümanlardan uzağım.” (Ebu Dâvud)

Kaplan ve oğlu ise İslâm diyarından küfür diyarına sığınmışlar ve orada icraatlarına devam ediyorlar.

 

3. Cemalettin Kaplan saf ve temiz müslümanlardan çok yüklü paralar toplayıp ölümünden sonra bu paraları oğluna bıraktı.

Şu Âyet-i kerime ile bu icraatı çürüttük.

“Sizden hiçbir ücret istemeyenlere uyun, onlar doğru yoldadırlar.” (Yâsin: 21)

 

4. Cemalettin Kaplan “En büyük benim.” dedi.

Şu Âyet-i kerime ile onun bu sözünü çürüttük:

“Yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Çünkü sen ne yeri yarabilir ne de boyca dağlara ulaşabilirsin.” (İsrâ: 37)

 

5. Kaplan “Oniki ilmi yalnız ben bilirim.” dedi.

Şu Âyet-i kerime ile onun bu sözünü çürüttük:

“Resulüm! Gördün mü o nefis arzusunu ilâh edineni? Artık ona sen mi vekil olacaksın? (Onu şirkten sen mi koruyacaksın?)” (Furkan: 43)

Kaplancıların kıyafetlerine bak İslâm zannedersin, icraatlarına bak ikrah edersin.

Nitekim Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde buyurur ki:

“Sen o münafıkları gördüğün zaman, kalıpları hoşuna gider ve söylerlerse dediklerine kulak verirsin. Sanki onlar direk olmuş keresteler gibidirler. Ve her gürültüyü, korkularından aleyhlerinde sanırlar. Onlar düşmandırlar, onun için (kendilerine emniyet etme) onlardan sakın. Allah kahretsin onları! Hakk’tan nasıl çevriliyorlar.” (Münâfikun: 4)

Bir hıristiyan dahi dinine ve vatanına bu kadar düşmanlık ve hâinlik yapamaz. Bunun içindir ki bunlar gökkubbe altında insanların en şerlileridirler.

Bu ilâhi emir ve hükümlere karşı maskeleri sıyrıldı. Asıl hüviyetleri ortaya çıktı. Görebilen apaşikâr gördü ki, bunlar hıristiyandan da deccalden de daha büyük İslâm ve vatan düşmanıdırlar.

Artık bunları tanı, uyan! Hazret-i Allah ve Resul’üne yönel ve imanını kurtar. Zira bunlar imansız imam, kâfir önder ve liderlerdir. İlâhî hükümlere bak, müslüman isen kurtulmaya bak!

Bunları müslüman zannedersen iyi bil ki sen de onlardansın.

Oysa Allah-u Teâlâ sana Kur’an-ı Azimüşanı indirdi, Peygamber olarak Muhammed Aleyhisselâm’ı gönderdi. Her şeyi açıklıyordu. Amma bu sapıtıcı imamlara uyanlar, bütün bu hakikatlara gözü yumuk baktılar. Bu münafıklara uydular. Şimdi de ortada kaldılar.

Müslüman mı olalım, küfürde mi kalalım diye.

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif’lerinde buyururlar ki:

“Şüphesiz ki benden sonra ümmetimden bir zümre gelecektir. Onlar Kur’an okuyacaklar, fakat Kur’an’ın feyzi onların boğazlarından öteye geçmeyecektir. (Yalnız dilde kalacaktır.) Nitekim onlar okun avı delip geçtiği gibi dinden çıkacaklar, bir daha da ona dönemeyeceklerdir. İşte bütün insanların ve hayvanların en kötüsü bunlardır.” (Müslim: 1067)

Bu Hadis-i şerif’e göre onlar tekrar İslâm’a dönmeyecekler.


  Önceki Sonraki