Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
'İLÂHÎ GÖRÜŞ BİRLİĞİ'NE DÂVET - Ömer Öngüt Görüşleri Sözleri Kitapları Düşünceleri Yazıları Eserleri
Cep Kitapları
'İLÂHÎ GÖRÜŞ BİRLİĞİ'NE DÂVET
Bu kitapla müslümanlar İlâhî Görüş Birliği’ne dâvet edilmekte, hakiki kardeşlik ve birliğin ancak ve ancak İslâm dininde olacağı izah edilmektedir.

Bölücüler ve Fâiz

Bölücüler ve Fâiz


Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’lerinde fâizi şiddetle yasaklamıştır:

“Fâizi yemeyiniz.” (Âl-i imran: 130)

Süleymancılar ise fâizin alınabileceğini söylemekle emr-i ilâhî’ye ters düşüyorlar.

Diğer taraftan:

“Ümmetimden bir tâife olur ki, şarap içerler ve şarabın ismini değiştirip istedikleri bir isim ona takarlar.” (C. Sağir)

Hadis-i şerif’inde beyan buyurulduğu üzere, süleymancılar da fâize başka isim takmak suretiyle kendi kitaplarına göre fâizi helâl kabul ediyorlar ve yiyorlar. Çünkü onların kitapları ayrıdır, kendi kitaplarına göre hüküm veriyorlar. Dinleri ayrıdır, kendi dinlerine göre amel ediyorlar. Partileri ayrıdır, kendi partilerine göre hareket ediyorlar.

Fâizciler hakkında buyurulan hem lafzî hem de mânevî tehditler, hemen hemen hiçbir tahrim âyetinde bu kadar şiddetli yer almış değildir:

“Fâiz yiyenler -fâiz ticaret gibidir- dedikleri için kıyamet günü kabirlerinden şeytan çarpmış gibi ihtiyaçlar içinde kalkacaklardır.

Oysa Allah alış-verişi helâl, fâizi haram kılmıştır. Bundan böyle kime Rabbinden bir öğüt gelir ve fâizcilikten vazgeçerse, geçmiş günahları kendisine ve hakkındaki hüküm de Allah’a âittir.

Kim de tekrar fâize dönerse onlar cehennemliktirler. Orada ebedî olarak kalacaklardır. Allah fâizle kazanılanı eksiltir, bereketini tamamen giderir. Sadakası verilen malları ise artırır. Allah küfrân-ı nimette bulunan günahkâr hiç kimseyi sevmez.” (Bakara: 275-276)

“Ey iman edenler! Allah’tan korkun! Eğer imanınızda gerçek iseniz, fâizden arta kalanı bırakın almayın. Yok eğer fâizi terketmezseniz, bunun Allah’a ve Peygamber’ine açılmış bir savaş olduğunu bilin. Eğer fâiz almaktan tevbe ederseniz, ana paranız yine sizindir. Böylece ne kimseye haksızlık etmiş ne de haksızlığa uğramış olursunuz.” (Bakara: 278-279)

Hazret-i Allah’a ve Resul’üne -sallallahu aleyhi ve sellem- harp ilân etmiş olan bu kimseler, en şiddetli bir dil ile lânetlenmişlerdir.

Süleymancıların bu gibi yanlış fikirleri kendi kitaplarına göredir. Bunlar Ahkâm-ı ilâhî’yi hükümsüz hâle getirip kendi hükümlerini ahkâm yerine koyuyorlar. Buna rağmen hiç kimseden tepki yok. Ve bunlara hâlâ müslüman gözüyle bakıyorsunuz. Bunun içindir ki, cidden büyük bir gadab-ı ilâhî’ye uğramaktan korkuyoruz.

Kurtuluşu arayanlar Hazret-i Allah ve Resul’ünün emirlerine riayet etsinler.

Cenâb-ı Fahr-i Kâinat -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz ise Hadis-i şerif’lerinde şöyle buyuruyor:

“Fâiz yetmiş çeşit günahtır. Bunların en hafifi erkeğin kendi anası ile zinâ etmesi günahı kadardır.” (İbn Mace-Ticaret-58)

“Allah fâizi yiyeni, yedireni, şahitlerini ve kâtibini lânetlemiştir.” (Tirmizî)

“Fâiz yiyenlerle zekât vermeyenleri cehennem ateşi ile müjdele.” (Münâvî)

Hazret-i Allah’ın hükmü bu. Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in emri de bu. İşte onların kitabı başka.

Kemal Kacar bu Âyet-i kerime’leri inkâr ettiği için otomatikman küfre kaymıştır. Kendisi küfre kaydığı gibi, ona tâbi olanlar da küfür batağına kaymıştır.

Diğer taraftan topladıklarını zevk ve sefâ yolunda, süse ve lükse harcarlar. İsraf ise haramdır.

Âyet-i kerime’de:

“Yeyin, için, fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.” buyuruluyor. (A’raf: 31)

Talebeleri âlet ederek topladıklarını kendi arzuları istikametinde harcadıkları için, emanete hıyanet etmiş oluyorlar. Bu ise münafıklık alâmetidir.

Biz de iftarlar tertip ediyoruz. Yüzlerce kişi geliyor. Ve fakat hiç kimse soyulmuyor, hiç kimseden bir lira bile istenmiyor. Herkes kendi evine gelir gibi gelir ve gider...


  Önceki Sonraki