Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
HAKİKİ MUTASAVVIFLAR, HAKİKİ VAHDET-İ VÜCUDCULAR VE SAHTELERİ - Ömer Öngüt Görüşleri Sözleri Kitapları Düşünceleri Yazıları Eserleri
Cep Kitapları
HAKİKİ MUTASAVVIFLAR, HAKİKİ VAHDET-İ VÜCUDCULAR VE SAHTELERİ
Bu zamanda sahayı sahteler işgal etmiştir. Sahayı işgal eden bu sahtelerin iç yüzünü ortaya döken bu eser, hakikati arayanların elinde şaşmaz bir kılavuz mesabesindedir. Hakikilerinin vasıflarını bilmeden sahtesini ayırt etmek mümkün değildir.

Sahte Vahdet-i Vücudçular Kendini Görür

Sahte Vahdet-i Vücudçular Kendini Görür


Hakiki Vahdet-i vücud’çular ile sahte Vahdet-i vücud’çuları size Âyet-i kerime’lerle ve Hadis-i şerif’lerle ayırt edeceğiz. Hakikatı bilmeniz, dalâlete düşmemeniz için. Hakiki Vahdet-i vücud’çular Hazret-i Allah’ı görür, kendisini görmez. Bu, Fenâfillah’a çıkanların işidir. Hani az evvel demiştik ki “Zerreyi zirveye çıkaran, sonra o zerreyi tekrar denize düşüren O’dur. O zerrenin ne hükmü var?”

Sahte Vahdet-i Vücud’çular ise kendini görür, Hazret-i Allah’ı görmez. Hazret-i Allah’ı mülkün içinde arar, hem de Vahdet-i vücud’dan bahseder. Bunlar sahtedir.

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde buyurur ki:

“Kör oldular, sağır kesildiler.” (Mâide: 71)

Zan ile hareket eder. Vahdet-i vücud’un ismini duymuştur ve bildiğini sanmıştır.

Oysa bu Allah-u Teâlâ’nın fazl-u ikramıdır. Ancak dilediğine ihsan eder.

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde buyurur ki:

“Bu Allah’ın fazl-u ikramıdır, kime dilerse ona verir.” (Cuma: 4)

Bu Âyet-i kerime ile “El-ilmü ilmâni...” Hadis-i şerif’i çok geçmiştir. Bunun sebebini ve sırrını açayım.

Bu ilim tahsille ibadetle olacak iş değildir. Allah-u Teâlâ kimi severse onu kendisine çeker, kimi de çekerse ona lütfeder, ihsan eder. Bu başka türlü olmaz. Ancak ve ancak Hazret-i Allah’ın ihsanıdır ve o “Faydalı ilmi” bilmesiyle kâimdir. Buna her veli dahi vakıf olamaz. Ancak dilerse Allah-u Teâlâ yüz senede bir gönderdiklerinden bazılarına bu sırrı ifşâ eder ve bunu yalnız onlar bilir.

Arzettiğimiz gibi onlar Hazret-i Allah’ı bilir. “Vücud O, mevcut O...” olduğunu bilir, görür ve söyler. Amma vitrinlere bak! Vahdet-i vücud için çok yazılmış kitaplar görürsün. Bunun gerçeğini bilmediklerini kendileri de çok iyi bilirler.

Âyet-i kerime’ye gelince, Allah-u Teâlâ buyurur ki:

“Biz kitapta açıkça belirttikten sonra indirdiğimiz açık delilleri ve hidayeti gizleyenler var ya, işte onlara hem Allah lânet eder, hem de bütün lânet ediciler lânet eder.” (Bakara: 159)

Bir madde, menfaat ve şöhret için buna cüret etmişlerdir.

Hele hele kendini henüz daha öğrenmemiş, nefsin ne olduğunu bilmiyor. Bu gibi kimseler “Men arefe”nin sırrından mahrum olduğu halde Vahdet-i vücud’dan bahsederler.

Ehl-i hakikatın yanında bu ne kadar gülünçtür.


  Önceki Sonraki