Fâtiha Sûre-i celîle’si Kur’an-ı kerim’in mukaddimesi mesabesinde olup mânâ itibarı ile Kur’an-ı kerim’e denk bir sûre olarak kabul edilir.
İnsanlara dünya saâdetlerini ahiret selâmetlerini kazandırmak, hidayet yollarını göstermek için gönderilmiş olan Kur’an-ı Azîmüşân’ın gayesini, ihtiva ettiği esasları öz olarak içine almıştır.
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde buyurur ki:
“Resul’üm! Andolsun ki biz sana daima tekrarlanan yedi âyeti ve büyük Kur’an’ı verdik.” (Hicr: 87)
Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Fâtiha Sûre-i şerif’i ile ilgili olarak Hazret-i Cabir -radiyallahu anh-e şöyle buyurdular:
“Dikkat et! Sana Kur’an’da nazil olan en büyük sûreyi bildiriyorum. O Fâtiha sûresidir. Zira onda her derde karşı bir şifa vardır.” (Ramuz’ul-ehadis: 6167)