Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde buyurur ki:
“O halde siz akşama ulaştığınızda ve sabaha kavuştuğunuzda Allah’ı tesbih edin.” (Rum: 17)
Âyet-i kerime’de adı geçen “Akşama ulaştığınızda” tabiri “Akşam” ve “Yatsı” namazlarına delâlet etmektedir.
“Gecenin bir kısmında O’nu tesbih et.” (Tûr: 49)
Âyet-i kerime’sinde emredilen namaz “Akşam” ve “Yatsı” namazlarıdır.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif’lerinde buyururlar ki:
“Bir kimse yatsı namazını cemaatle kılarsa, o gecenin yarısını ibadetle geçirmiş olur. Eğer sabah namazını da cemaatle kılarsa bütün geceyi ihyâ etmiş olur.” (Müslim)
“Münafıklara sabah ile yatsı namazından daha ağır hiç bir namaz yoktur. Halbuki bu iki namazın sevabını bilselerdi, topallayarak da olsa gelirlerdi.” (Buharî, Tecrid-i sarih: 383)
“Ümmetime zor gelmeyecek olsaydı, yatsı namazının böyle (gecenin üçte birinde) kılınmasını emrederdim.” (Buharî, Tecrid-i sarih: 340)
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir defasında mücahidleri teçhiz ile uğraşırken yatsı namazını oldukça geciktirerek kıldı, sonra cemaate dönerek şöyle buyurdu:
“Telâşlanmayınız, yavaş olunuz! Sizi müjdelerim ki Allah’ın size olan nimetlerinden biri de elbet bu saatte namaz kılan sizden başka kimsenin olmayışıdır. Yahut bu saatte sizden başka hiç bir kimse namaz kılmamıştır.” (Buharî, Tecrid-i sarih: 339)