Bu adam Resulullah Aleyhisselâm’a salât ve selam getirmeyi, salevât-ı şerif’e okumayı şirk kabul ediyor.
Hazret-i Allah, kulu ve Resulü Muhammed Aleyhisselâm’ın fazilet ve meziyetini, şeref ve haysiyetini, yüceler yücesindeki mevkiini çok açık bir şekilde beşeriyete ilân etmiştir:
“Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber Muhammed’e çok salât ve senâ ederler. Ey inananlar! Siz de ona salât-ü selâm getirin ve tam bir teslimiyetle gönülden teslim olun.” (Ahzab: 56)
Bu Âyet-i kerime’dir. Allah-u Teâlâ “Siz de ona salât-ü selâm getirin.” buyururken. O şirk kabul ediyor, “Salevât getirme” diyor. Bu Âyet-i kerime mucibince onun bu sözü küfürdür. Zira bu Âyet-i kerime’yi inkâr etmiştir. Bir Âyet-i kerime’yi inkâr eden ise kâfir olur. Bu ise bir çok Âyet-i kerime’yi inkâr etmiştir. Hatta sûreyi dahi inkâr etmiştir.
Peygamber’ine Allah-u Teâlâ’nın salâtı; onu en yüce makamda yâdetmesi, onu rahmeti ile rızâsı ile tebcil ve tebrik etmesidir.
Meleklerin salâtı ise; onun için Allah’a duâ etmeleri, istiğfarda bulunmalarıdır. İnsanların ki de öyledir.
Ne yüce mertebedir ki, onu yaratan ona salât-ü selâm getiriyor, sevgili Peygamber’ini anıyor. Ulvî makamındaki melekler de onun için mağfiret diliyorlar, senâ ediyorlar.