Edip Yüksel bir beyanında “Ölüye Kur’an okunmaz.” diyor. Bu sapıklıkla dünya ehlini sapıttığı gibi, ahirettekileri de mahrum etmek istiyor.
“Ölen kimse kabrinde boğulmak üzere olup yardım isteyen kimse gibidir. Baba, anne, evlat ve samimi dostlarından duâ bekler. Bu duâ kendisine ulaştığı zaman, dünya ve dünyadaki her şeyden daha sevgili gelir. Aziz ve Celil olan Allah kabirde bulunanlara, dünyadakilerin duâlarını dağlar gibi verir.
Hayattakilerin ölmüş olanlara hediyesi, onlar için istiğfar etmek ve sadaka vermektir.” (Deylemî)
Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz cenaze kabire tevdi edilir edilmez dönmeyip orada bir müddet kalır ve orada bulunanlara:
“Kardeşiniz için Allah-u Teâlâ’dan mağfiret dileyiniz ve kendisine sükunet ihsan buyurmasını dileyiniz. Zira o şimdi kabir meleklerinin sualleriyle karşı karşıyadır.” buyururlardı. (Ebu Dâvud)
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir diğer Hadis-i şerif’lerinde:
“Bir kimse ebeveyninin veya onlardan birisinin Cuma günü kabrini ziyaret ederek Yâsin-i şerif okursa, küçük günahları affedilir.”(Münâvi)
Hayırda çalışan hayrını, iyiliğini arttırır, sermayesini çoğaltır, iyi işler yapar. Şerde çalışan kötülüğünü arttırır, akibetini hazırlar, fitne ve fesadla meşguldür. Bu adam da hem dünyadaki inançlı insanları saptırmak, hem de ahiretteki insanlara yapılacak duâlardan mahrum etmek istiyor, ne büyük cehalet, ne büyük dalâlettir.