İsrailoğulları Romalıların esareti altında zillet içinde yaşıyorlardı. İsâ Aleyhisselâm elinden o kadar parlak mucizeleri gördükleri halde, davetine icabet etmediler. Çünkü kurtarıcı bir Mesih bekliyorlardı. Bu Mesih’in çok mücadeleci bir kişi olacağına ve diğer milletlerin esaretinden kurtararak yahudileri dünyaya hakim kılacağına inanıyorlardı. İsâ Aleyhisselam’ı çok yumuşak ve merhametli gördükleri için, onun Mesih olduğuna inanmadıkları gibi, davetine kulak vermekten insanları alıkoymaya çalıştılar, Fakat başvurdukları her teşebbüs neticesiz kaldı. İman etmek şöyle dursun, Yahya Aleyhisselam gibi İsâ Aleyhisselam’ı da öldürmeye karar verdiler.
İçlerinden birini inanmış gibi göstererek havarîlerin arasına soktular. Toplandıkları yeri ve zamanı öğrenip baskın yapacaklardı.
Fakat Allah-u Teâlâ kendi kurdukları tuzağa kendilerini düşürdü, plânlarını boşa çıkardı.
Âyet-i kerime’sinde şöyle buyuruyor:
“(Yahudiler gizlice) tuzak kurdular. Allah da onların tuzaklarına karşılık verdi. Allah tuzak kuranlara karşılık vermekte en güçlü olandır.”(Âl-i imran: 54)
Allah-u Teâlâ kulu ve Resul’ü İsâ Aleyhisselâm’a vahiyle durumu haber verdi:
“O vakit Allah şöyle buyurdu: Ey İsâ! Ben seni eceline yetireceğim ve seni nezdime yükselteceğim, seni inkâr edenlerden tertemiz ayıracağım, sana tâbi olanları kıyamet gününe kadar inkâr edenlerin üstünde tutacağım. Sonra da dönüşünüz bana olacak.
İşte o zaman ayrılığa düştüğünüz şeyler hakkında aranızda ben hükmedeceğim.
İnkâr edip kâfir olanları, dünyada da ahirette de şiddetli bir azaba çarptıracağım. Onların hiç yardımcıları da olmayacak.” (Âl-i imran: 55-56)
Allah-u Teâlâ İsâ Aleyhisselâm’ı İdris Aleyhisselâm gibi göğe kaldırdı, onlara ruhsat vermedi. Casus olarak gönderdikleri münâfığı İsâ Aleyhisselâm zannederek yakaladılar ve astılar.
Göklerdeki ve yerdeki gizlilikleri bilen, olanları ve olacakları bilen Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’lerinde kesin bir ifade ile şöyle buyurur:
“Bir de inkâr etmelerinden, Meryem’in üzerine büyük bir iftira atmalarından ve ‘Allah’ın Resul’ü Meryem oğlu İsâ Mesih’i öldürdük!’ demelerinden ötürü...
Halbuki onu öldürmediler ve asmadılar. Fakat onlara, benzer gösterildi. Onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, bundan dolayı tam bir kararsızlık içindedirler. Bu hususta bir bilgileri yoktur, sadece zanna uyuyorlar. Kesin olarak onu öldürmediler.
Bilakis Allah onu kendi katına yükseltti. Allah güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Nisâ: 156-157-158)