Hiç şüphe yok ki önümüzde çok büyük hadiseler, çok büyük sıkıntılar var; şiddetli, tasavvura sığmayacak kadar büyük harpler var. Bunları size hatırlatıyorum, şimdiden Hazret-i Allah'a ve Resul'üne yönelmeye ve sığınmaya bakın. Bu felâketler geldiği zaman şaşırmayın. Artık kendinize gelin, dünyanın sonundayız, ona göre kendinizi ayarlayın. Gün bugündür, yarın ne olacağını Yaratan bilir. Devamını Oku
"Bugün imanı muhafaza etmek çok zor, imandan kaymak çok kolaydır. Her an imandan kayma tehlikesi var. İmanlar yanıyor. Öyle bir devirde yaşıyoruz ki dünya kurulalıdan beri fitne ve fesadın ayyuka çıktığı böyle bir devir gelmiş değil. Bütün dünya mânevi bir yangın yeri olmuş, mânevi bir âfat yaşanıyor. Öyle bir ifsad ki, misli görülmemiş! Devamını Oku
Birçok fitneler zuhur edecek, ediyor da. Kişi o fitnelerin tehlikesinden ve fitnelere karışanlardan ne kadar uzak durursa onun için o kadar hayırlıdır. Memlekette herhangi bir karışıklık çıktığında siz uzak durun, o ateşin içine girmeyin. Çok şeyler husule gelecek. O ateş bölücülük ateşidir, harp ateşidir, halkın birbirine düşme ateşidir. Onun için böyle bir şey olduğunda kenarda durun!" (Ömer Öngüt -kuddise sırruh- Hazretleri) Devamını Oku
Ashâb-ı kiram'dan Sâlebetü'l-Haşenî -radiyallahu anh- Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'e: "Ey iman edenler! Siz kendi nefislerinizi ıslah etmeye bakın. Siz doğru yolda bulundukça yoldan sapanların size zararı olmaz." (Mâide: 105) Devamını Oku
Öyle bir devirdeyiz ki, dünya kurulalıdan beri fitne ve fesadın ayyuka çıktığı böyle bir devir gelmiş değil. Günahların açık olarak işlendiği ve isyana dönüştüğü, dünya kurulalıdan beri bir eşinin gelmediği, böyle bir bunalım geçirilmediği, her türlü fitnenin ortaya çıktığı, her türlü kötülüğün anasının mevcut olduğu yirmi birinci asrın seyyiat zamanında yaşıyoruz. Devamını Oku
Adam öldürmelerin çoğalması kıyamet alâmetlerindendir. Nitekim Ebu Hüreyre -radiyallahu anh-den rivayet edilen bir Hadis-i şerif'lerinde Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz: "Herc çoğalmadıkça kıyamet kopmayacaktır." Buyurmuşlar, Ashâb-ı kiram: "Herc nedir yâ Resulellah?" diye sorduklarında: "Katildir katil!" buyurmuşlardır. Devamını Oku
Âlimlerin en faziletlisi bu âlemin en faziletlisi olduğu gibi, insanların en şerlisi de kötü âlimlerdir. Onlar Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'in izinden çıktıkları için bu hale düşmüşlerdir. Dini kendilerine uydurmaya çalışırlar. Makamını işgal etmek isterler amma, aslâ ona benzemek istemezler. Sünnet-i seniye'ye uymazlar. Nefislerine tâbi oldukları için emr-i ilâhîye mugayir söz ve davranışta bulunurlar. Devamını Oku
Dinde çok büyük zararlar olduğu gibi vatanda da çok büyük zararlar oluyor. Zira küfre, küfür ehline kucak açılıyor. Üstelik bütün bunlar bayrak resmi altında yapılıyor. "En büyük vatanperver benim." der, vatanın aleyhinde küffarla işbirliği yapar. Fakat o iki zümre birbirine zıt olduğu için, hasım olduğu için; küfre yöneldiği zaman bir insan, Cenâb-ı Hakk onun kalbini çevirir, mühürler. Fakat öyle bir zamana düşmüşüz ki, seyyiat zamanı olduğu için bunların eline geçmiş durum. Devamını Oku
En büyük düşmanı dost bilmek ne kadar acı bir şey. O senin gözünü oyuyor. O da “Dostum!” diyor. Ama vatan gidiyor. “Sen onların dinine uymadıkça ne yahudiler ne de hıristiyanlar aslâ senden hoşnut olmazlar.” (Bakara: 120) buyuruyor Hazret-i Allah. Bu böyledir. Cenâb-ı Hakk’a şükürler olsun bunların maskesini indirmeye çalışıyoruz. Zira büyük tehlikeler var. Harp ihtimali var. Ancak bunlar küffara zemin hazırlamakla meşguller. Bunlara ödül boşuna verilmedi. Dinini dünyaya satmadıkça ödül alınmaz. Devamını Oku
Allah-u Teâlâ münafığı tarif ediyor. Her ne kadar dost gibi görünüyorsa da aslında düşman olduğunu bize bildiriyor. “ONLAR DÜŞMANDIR.” (Münâfikûn: 4) Bu münafıklar hâinliklerini gizli yaparlar. Onların düşman olduğunu bilmemiz lâzım. Görünüşte vatan için çalışır, gerçekte hâindir. Ama Cenâb-ı Hakk onların hepsini en iyi biliyor. “Bilmezler mi ki Allah, onların sırlarını da gizli konuşmalarını da bilir. Ve Allah, gaybları çok iyi bilendir.” (Tevbe: 78) Devamını Oku
Önümüzde vahim günler gelebilir. Bunun için imanımızı ve vatanımızı korumak için niyet-i hâlisa ile ne lâzımsa onu yapmak lâzımdır. Kalacak bir fert yok. Amma imanla göçmek için çâreler aramak lâzımdır. İman bir kaledir, onu ayakta tutacak helâl lokmadır. Böyle olursa Rabb’imiz bize yardım eder, önümüzdeki fırtınaları rahat geçiririz. Amma eğri olursak cezasını ve azabını çekeriz. İslâm’ım demek kolay, İslâm’ı yaşamak esastır. Ona göre kendimizi ayarlamamız gerekiyor. Devamını Oku
Öyle bir devirdeyiz ki, dünya kurulalıdan beri fitne ve fesadın ayyuka çıktığı böyle bir devir gelmiş değil. Günahların açık olarak işlendiği ve isyana dönüştüğü, dünya kurulalıdan beri bir eşinin gelmediği, böyle bir bunalım geçirilmediği, her türlü fitnenin ortaya çıktığı, her türlü kötülüğün anasının mevcut olduğu yirmi birinci asrın seyyiat zamanında yaşıyoruz. İlâhî emirler arkaya atılıyor ve hükümsüz sayılıyor. Bu isyanımız bize çok pahalıya mâlolacak. Allah'ım kurtarsın! Devamını Oku
Ebu Hüreyre -radiyallahu anh-den rivayet edildiğine göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif’lerinde şöyle buyurmuşlardır: “Hiçbir zinâkâr, mümin olarak zinâ etmez. Hiçbir içkici, mümin olarak içki içmez. Hiçbir hırsız, mümin olarak hırsızlık etmez. (Bir rivayette) Hiçbir kapkaççı, halkın gözünde kıymetli olan şeyi mümin olarak kapıp kaçmaz.” (Buhârî. Tecrid-i sarîh: 1889-1890) Devamını Oku
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde, kıyamet günü gelmeden önce helâk olmaktan yahut da şiddetli azabın gelip çatmasından kurtulabilecek hiçbir memleket halkının bulunmadığını beyan buyurmaktadır: “Hiçbir memleket hariç olmamak üzere, biz onu kıyamet gününden önce ya helâk ederiz veya onu şiddetli bir azapla cezalandırırız.” (İsrâ: 58) Bu helâk etme ya tamamen yok etmek veya halkına şiddetli azap etmek suretiyle olur. Devamını Oku
Hazret-i Ali -radiyallahu anh- Efendimiz’den rivayet edilen bir Hadis-i şerif’lerinde Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyururlar ki: “İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecektir ki İslâm’ın yalnız ismi, Kur’an’ın ise resmi kalacak. Mescidler dış görünüşleri ile mamur, fakat içleri hidayetten mahrum olacak. Onların âlimleri gökkubbe altındakilerin en şerlileridir. Fitne onlardan çıktı ve yine onlara dönecektir.” (Beyhakî) Bu zamana “Seyyiat zamanı” denir. Devamını Oku
Günümüzde bambaşka bir cehâlet hüküm sürmektedir. İman ile küfür, mümin ile kâfir, hak ile bâtıl, hidayet ile dalâlet, nur ile zulmet birbirine karışmış, ayırt edilemez bir hâle gelmiştir. İslâm dini hem dıştan hem de içten çok büyük hücumlara ve tehlikelere maruz kalmıştır. İslâm bugün tam bir garip duruma düşmüştür. İmanı muhafaza etmek zor, imandan kaymak kolay olmuştur. Öyle bir ifsat ki misli görülmemiş. Günahlar açık olarak işleniyor ve isyana dönüşüyor Devamını Oku
"Eski ümmetler de bugünkü gibi azmışlar, Allah'ın hükmünü hiçe saymışlardı. Allah'ın azabı gelince birden taş kesiliverdiler veya başka türlü cezalara çarptırıldılar. Allah-u Teâlâ geçmişte yaşamış peygamberlerinden Nuh Aleyhisselâm'ın, Hud Aleyhisselâm'ın, Sâlih Aleyhisselâm'ın, Lut Aleyhisselâm'ın ve Şuayb Aleyhisselâm'ın kavimlerinin haberlerini; küfürlerinde inat edenlerin helâk olmalarını, inananların rahmetinin bir eseri olarak kurtulmalarını anlattıktan sonra... Devamını Oku