İslâm’ın hak din olduğu, imanın insanı aydınlığa çıkardığı, küfrün ise sapıklık olduğu, insanları karanlıklarda bıraktığı apaçık ortadadır. İman ile küfür, hak ile bâtıl, hidayet ile dalâlet, nur ile zulmet, saâdet ile felâket apaçık delillerle birbirinden ayırt edilir haldedir. Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde buyurur ki: “Sizden hiçbir ücret istemeyenlere uyun, onlar doğru yoldadırlar.” (Yâsin: 21) Bu Âyet-i kerime bir huduttur ve bir berzahtır. Devamını Oku
Allah-u Teâlâ Bakara sûre-i şerif’inin 256. Âyet-i kerime’sinde ise şöyle buyuruyor: “Dinde zorlama yoktur. İman ile küfür kesin olarak birbirinden ayrılmıştır.” (Bakara: 256) Güneşin varlığına delil, yine güneşin kendisidir. İman ile küfür, hak ile bâtıl, hidayet ile dalâlet, nur ile zulmet, saâdet ile felâket apaçık delillerle birbirinden ayırt edilir haldedir. Devamını Oku
Hazret-i Allah kelâm-ı kadim'inde: "Acı ve tatlı sulu iki denizi salıverdi, birbirine kavuşuyorlar. Fakat aralarında bir berzah (perde) vardır, birbirine geçip karışmazlar." buyuruyor. (Rahman: 19-20) İman ile küfür, mümin ile kâfir kesin olarak birbirinden ayrılmıştır. Aralarında bir berzah vardır, birbirlerine karışmazlar. Hakikat ile dalaletin arasında bir berzah, karışmasına mani olan bir perde vardır. Devamını Oku